31 Aralık 2009 Perşembe

2009'un son günü

Rahşan Gülşan yazmış twitter'da 'hiç bu kadar güneşli yılbaşı olur mu?' diye.. Hakikatende sanki kış ortasında değilizde bahardan bir gün. Hava pırıl pırıl, güzel bir serinlik. Sabah evden çıktığımda servise yürüdüğüm o yolun daha uzun olmasını istedim, istedim ki bu muhteşem havayı az daha soluyayım, biraz daha yürüyeyim.
Allahın izniyle 2009'u da bitirdik, bir yıl daha aktı geçti hayatımızdan. Herkes bu günlerde geçen bir yılın muhasebesini yapıyor. 2009 için orta halli bir yıldı diyebilirim kendi kişisel tarihim için.. 2010 yılı daha bir sempatik geliyor bana, inşallah da mutluluklar ve güzelliklerle dolu bir yıl olur hepimiz için..

Mutlu ve güzel senelere..

Bu arada yarın nerdeyse herkes tatil iken biz çalışıyoruz. Ne kadar güzel değil mi! :)

26 Aralık 2009 Cumartesi

Bir çift çizme

Eninde sonunda gönlüme göre bir çizme buldum ehi ehi.. Aylardır yok yok haftalardır bir çizme arayışındaydım, Aradığımda aman aman bir şey olsa bildiğin düz, topuksuz fazla bir atraksiyonu olmayan fiyat/kalite orantılı bir çizme bulmaktı ama şansıma mi diyeyim yoksa bu senenin modası mı diyeyim heeerrrr taraf topuklu, hatta platform topuklu, ya da içine pantolon sokulduğundan mütevellit kocaman ağızlı fermuarsız modeller mevcut. Benim beğendiğim modeller ise belli markalarda var evet ama ucubik fiyatlarda.. Bir çizmeye 400 yetale de bayılamam doğrusu. Kocayla çıktığımız çizme operasyonlarında sürekli sükût-u hayale uğrayan ben bu şanssızlığı kocaya bağlayıp bir daha seninle alışverişe çıkmayacağım diyerek geçen pazar ablamı kendime yoldaş ettim. Sonuç; evet tahmin edildiği gibi tamda gönlüme göre bir çizme buldum ve makul fiyatı da cabası, ehe ehehe.. İnsan bir çizme için bu kadar sevinir mi tartışılır ama napiim epeydir arayışlardaydım.. Şu an da mütemadiyen ayaklarıma minik bir sırıtık eşliğinde bakmaktayımdır :)
Mevzu çizmeden gidiyorken geçen sene yaşadığım çizme sorunsalını da ekleyeyim. Efenime söyleyeyim ben geçtiğimiz yıl kış başında kendime a.r.o.w'dan bir çizme almış idim. Ancak hafta geçmeden bizim çizmenin dikişi söküldü, arkadan açılma oldu. Aldım götürdüm geri, baktılar baktılaaar ve bu tamir olamayacak size muadil yeni bir çizme verelim dediler. Neyse hay hay dedik gittik başka şubeden başka çizme aldık. Heyhat bu da onbeş güne gitmedi önden pörtledi.. Aldık götürdük bunu da aldığımız yere tamire gönderelim dediler, bekleme süreleri falan filan derken 20 günü buldu geri gelmesi gittim almaya ama o da sökülen yeri bildiğin el dikişiyle dikmişler o da kabak gibi nasıl sırıtıyor. Bu şekilde kabul edemeyeceğimi iade etmek isteğimi belirttim. Ama yaklaşım hem kaba hemde vurdumduymazlık tavanda.. Neyse tekrar çizmeyi aldılar geri gönderdiler aradan bir onbeş gün daha geçti ve tekrar almaya gittiğimde bu çizmenin de tamir edilemeyeceğini söylediler ve bana indirimden kalan üç beş çizme arasından başka bir çizme seçmemi önerdiler.. Bu arada da neredeyse bahar geldi yani.. Birde nasıl ukala nasıl vurdumduymazlar anlatamam, satarken kibarlıktan kırılanlar iş sorun çıktığında çamura yatmayı tercih ettiler. Çizme falan seçemedim tabii ve sonunda benim şalterlerim attı size de çizmenize de diye diye çıktım o şubeden.. İllahlah demiştim artık resmen nefret ettim.. Bir gün annemle teee çizmeyi ilk aldığım şubenin önünden geçerken annemin de gazıyla bir gireyim şuraya dedim. Girdim ve görevliye mevzuyu anlattım. Yaklaşım nasılda farklıydı hemen özürler dilendi ve yeni sezon dahil istediğim üründen yerine ürün seçebileceğim söylendi. Bende artık tövbe ettiğimden çizme yerine bir çanta seçtim ve bir daha asla o markadan ayakkabı vs. türevi birşey almamaya yemin ettim desem yeri.. Ama şunu da es geçemem o şube ile diğer şube arasında dağlar kadar fark vardı yaklaşım açısından.. Ürün kalite noktasında çuvallasa da iyiniyetli yaklaşımlarından ötürü de teşekkür etmiştim zati kendilerine..
Yani benim çizme olayım hep sorunlu oluyor özetle..

İyi haftasonları kendime ve herkeşlere :)

18 Aralık 2009 Cuma

Diyetsel mevzular

Bu aralar fena halde iştahım açık. Yemek yemek acıktıkça yapılan bir eylem olmaktan ziyade nerdeyse alışkanlık olmuş bende. Sürekli bir yeme hali. Sağlıklı şeyler yesem gam yemeyeceğim o kadar tam bir abur cubur tatlı delisi oldum çıktım. Kahvaltıyı tost yada poğaça ile geçiştiriyorum, meyve y(iy)emiyorum, sulu yemekleri sevmiyorum, akşamları koca yüzünden ıvır zıvır, kuruyemiş çekirdek çitletiyorum, tam bir bozuk beslenme örneğiyim aslında. Evlendikten sonra aldığım 6 kilo da cabası. Haftasonları gelen misafirlere yaptığım hamur işlerinin kalanlarını da ben bitiriyorum sağolsun F. yemiyor. Gün içinde üstüste yediklerim o kadar alakasız ki mide fesadı geçirmediğime şaşıyorum bazen. Ne olacak benim halim yaaa :( Bu kötü gidişe dur demek, yiyip içtiklerimde daha sağlıklı ve programlı olabilmek ve aslında en başta kendimi buna uyandırmak için buraya da yazıyorum. Okudukça titreyip kendime geleyim! Offf.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Pazartesi

Güneşli ama soğuk bir Pazartesi. Aralık ortasında normal aslında iki gündür sürekli yağan yağmurdan sonra güneş biraz da olsa yüzünü gösterdi. Ama yine de çok soğuk.. Haftasonu Cumartesi günü iş çıkışı annemlere gittik, ha gitmeden önce de bir ev baktık, beğendim mi eh işte.. Akşama kadar oturup kalktık sonra, eve geçtik F. ben biraz çalışacağım dediğinde bende bir çay koyayım bari deyip mutfağa girip elmalı kurabiyeler yapıp çıktım. Aniden bir şevk geldi de :) Neyse çayın yanına güzel gittiler. Pazar gününü yani dünü ise evde pinekleme günü ilan ettim uzun bir aradan sonra ilk defa. Kahvaltıdan sonra eşim İkea'ya gidelim istersen teklifinde bulundu ama hava hem soğuk hem yağmurlu olunca hiç dışarı çıkasım gelmedi. Evde dinlenelim dedim. Battaniyenin altına girip bilgisayarlarımızı da aldık kucaklarımıza aynı odanın içinde ayrı ayrı takıldık. Ben bu ara feysbukta :) çiftlik işlerine merak saldım, nasıl keyifli geliyor ekip biçmek, yeşili kırları zaten çok severim toprak çocuğuyumdur zaten sevdim ben bu oyunu baya. Ama battaniye altındaki saltanatım fazla sürmedi. F.'in kardeşi nişanlısıyla yakınlardaymış size geliyoruz dediler. Ben yerimden nasıl fırladım anlatılmaz:p ev dandini ve evde yemek yok. Işık hızıyla evi topladım üstümü başımı giyindim kendimi mutfağa attım. Çorba ve pilavı ocağa attım, hemen bir köfte harcı yoğurdum, patatesleri soyup hazırladım ki onlar da geldiler. Onlar kapıdan yeni girmişti ki ablam telefon etti maç izlemeye gelmeyi düşünmüşler (F. ve eniştem maçkolikler). Biz tam sofrayı hazırlamışken onlar da geldiler annemde geldi onlarla beraber. Sonrası yemek ve çayla devam etti. Saat yedi olduğunda kalkmıştı herkes. Güzel bir Pazar'dı ailemle bir arada olmak bana iyi geliyor. Hele annem ve babam gelince ki çünkü fazla sık gelmiyorlar çok mutlu oluyorum.. Bugün haftanın ilk günü herkese güzel haftalar dilerim..

3 Aralık 2009 Perşembe

Az kaldı

Az önce farkettim ki çorabım kaçık :( Çantamda yedek çorabım da yok, böhüüüü :( Bugün zaten ayacıklarımda dondu soğuktan niye bot giymedim ki.. Karnım da aç iyimi.. (Tam ajitasyon oldu yaw)

26 Kasım 2009 Perşembe

Kurban Bayramı

Yarın mübarek Kurban Bayramı.. Hepimizin bayramı mübarek olsun.

31 Ekim 2009 Cumartesi

Yağmur

Ne güzel yağmur var dışarıda. Saat daha on buçuk bile değil ama dışarıda nerdeyse akşamın karanlığı var. Negzel :p

15 Ekim 2009 Perşembe

Hergün yazı yazan blogculara imreniyorum :(

Sevgili blogcuğum epey olmuş sana uğramayalı, aslında uğruyorum ama oturupp iki satır birşey yazamıyorum nedense.. Neyse ben sana bu arada olan biteni özet geçeyim sende anlarsın az biraz neden yazamadığımı.. Oldukça geçerli sebeplerim vardı :P
Öncelikle şehir dışından kayınvalide ve kayınpederim geldi. E malum hala "yeni gelin" miadını doldurmadığımdan kelli onları en iyi ağırlama telaşım ve helecanım vardı az buçuk.. Geldiler, kaldılar, gezdiler..
Eee başka başka hayırlı işler de kotarıldı bu arada. F. kardeşi yani kaynımın kız isteme ve nişan törenlerini de icra ettik. Velhasıl büyük gelin olaraktan az biraz koşturdum, organizasyonlarda yönlendirici, evsahibi olarak misafir ağırlayıcı, kimi ortamlarda arayı kaynaştırıcı, bol bol ütücü olmak suretiyle günlerim geçti netekim. Herşey kolayca ve sorunsuzca halloldu çok şükür. Ve akabinde kayınpederi de geri uğurladık.
İşte de biraz hareketli günler geçirdim blogcağızım. Bundan sonrası da inş. benim için hayırlı olur..
Böle böle günler geçti gitti Eylül bitti Ekim'i de yarıladık. Kasım benim için özel bir ay. Sevgilim kocemin doğum günüsü ve dahi evlilik yıldönümümüz bu ayda.. Şimdiden ne hediye alacağımın düşüncesi sardı beni.. Bu erkeklere de alınacak fazla bi seçenek de yok yaw, zaten olanları da bu zamana kadar aldım, ne alsam ne yapsam ??!

24 Eylül 2009 Perşembe

Bayram

Mübarek Ramazan Bayramı'nı da geride bıraktık. Bir bayramı daha yaşadık. Bizim F.'le bu ikinci bayramımız. Önceden hep evde olup misafir ağırlarken -babam evin büyüğü olduğu için- şimdi ziyaret eden, gezenlerden oldum ben. Çok bilirim ev misafirlerle dolu, çok kalabalık, acaip bi insan sirkülasyonu olduğunu, birileri gidip birileri gelirdi, o denli kalabalık olurdu. Allah biliyor ya ilk gün tamam da ikinci ve üçüncü gün kaçmanın yollarını arardım evden. Şimdiyse F. ile edi ve büdü gibi başbaşa kalıyoruz evde. Küçük olduğumuz için ziyaretler bizden bekleniyor haliyle. İlk gün akraba ziyaretiyle geçse de ikinci ve üçüncü gün bize kaldı. Bende F. i özgür bıraktım :P kendi programımı yaptım ona da karışmadım. O da arkadaşlarıyla buluştu ikinci gün. Bayramın son günüyse dışarıda geçti biraz ablamla biraz da yalnız gezdim, iyi geldi bünyeme :) Geçen senelere kıyasla tatil anlamında daha azdı ama olsun buna da şükür :)

19 Eylül 2009 Cumartesi

Bayram

Mübarek Ramazan Bayramımız kutlu olsun..

18 Eylül 2009 Cuma

Ramazan biterken..

Yazılar arasında süre açıldıkça benim de yazma isteğim azalıyor.. Halbuki gün içinde mutlaka blogumu açıyorum ama ne denir hevessizlik mi isteksizlik mi ne yazasım gelmiyor hiç. Halbuki ne günlerden geçtik, geçiyoruz..
Geçtiğimiz hafta İstanbul'da sel oldu. Kulağa garip geliyor değil mi? Sel dediğin doğa olayıdır dağbaşında sel olur, toprak artık suyu kaldıramaz ve bir yerler kopar gider vs vs. Şehrin göbeğinde sel olmaz diye düşünüyor insan ki olay öyle değil resmen yollar, evler, işyerleri sular altında kaldı insanlar öldü, sel sularında insanlar kayboldu. Bu şimdi yağmur yağdı sel oldu gibi basitçe suçu doğaya yükleyecek bir konu değil. Bu tamamen öngörüsüz yerel yöneticilerin, her işi kuralına uygun değilde saçma sapan kılıflara uydurarak yapanların suçu.. Yöneticilik zor iştir, vebali ise çok ağırdır. Tabiki bilene..
**
Ramazanın sonuna geldik nerdeyse, yarın arefe. Pazar bayram. Klişe olacak ama gerçekten çabuk ve rahat (açlık+susuzluk) geçti benim açımdan ki ben açlığa dayanamayan, bütün enerjisi anında düşen biriyim. Şükür ki rahat geçti, Mevla nice Ramazanlara sağlıkla afiyetle ulaşmayı nasip eder inş.. Bayram kuvvetle muhtemel aile ve akraba ziyaretleriyle geçecek.. Yarın hazır yufkadan baklava yapmayı deneyeceğim..

9 Eylül 2009 Çarşamba

Eylül aniden gelir

-Eylül yağmurlarla geldi. Artık dışarıya çıkınca hafif ürpermeler başlar, şemsiye unutulduğu yerden çıkarılır, ince hırkalar dolaplarda aranır yavaş yavaş.
-Ramazan da güzel geçiyor, açlıktan ziyade uykusuzluk, daha doğrusu uyanamamak zordu. Uyu uyan uyu uyan bünyenin saati şaştı. Bizde çözümü yiyip yatmakta bulduk :P
-Güzel iftar sofralarına konuk oldum, güzel sofralar hazırladım..
-Kışa hazırlık olarak domates püresi yaptık ablamla beraber.
****
Ben çok tembel oldum yaaa :( yazmaya bile mecalim yok.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Haftasonu özeti

Bol misafirli bir haftasonuydu diyebilirim. Bu sene Ramazan ayını dolu dolu geçirmek istediğimden fırsat oldukça iftar daveti vermek istiyordum ki ilk davetimizin misafirleri de cumartesi akşamı gelen arkadaşlarımız Z. ve eşi K. ve E. ve nişanlısı D.'di. İftar öncesi yemek hazırlama faslı biraz koşturmacalı olsada iftar ve sonrası gayet keyifliydi. Evimde verdiğim ilk iftar yemeği olmasından biraz helecan yaptım galiba :P Menüyü de yazayım da hatırlatma olsun bana:
- Acılı tarhana çorbası
- Etli nohut yemeği
- Fırında köfte patates
- Pilav
- Domates soslu karışık kızartma
- Közlenmiş biber salatası
- Yeşil salata
- Kadayıf
- Tatlı çeşitleri

**
Pazar akşamı ise ablam, eniştem ve yeğenlerim geldiler. Onlarla da güzel bir iftar gerçekleştirdik Rabbimin izniyle. Ramazanın bereketi herşey bol bol oluyor Rabbim sofralarımızı çeşit çeşit nimetlerle dolduruyor o yüzden şükretmeyi unutmamalıyız herşey için. Rabbim bu güzel ayı maneviyatımızı daha da zenginleştirerek geçirmemizi nasip eder inşallah.

21 Ağustos 2009 Cuma

İftar

İftara ne yapsak acep?..

Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan


Çok şükür Rabbimize bu sene de Ramazan ayına kavuştuk. Benim Ramazan'larda içim huzurla dolar ama bu sene yaza gelmesinden midir bilinmez sanki sessiz sedasız geliverdi..
Bu sene benim eşimle beraber ilk Ramazan'ımız. Gece sahura kalktık, tabi tam üç tane alarm kurdum ve hani olur da olmaz ya kalkamayız bi de ablamı tembihledim uyanınca beni ara diye :) İlk alarmda olmasa bile ikincisinde kalkabildim. Yarı uykulu halde mamalar yenildi niyetler yapıldı ve Ramazan ayına başlamış olduk böylece. Rabbim inşaallah huzurla bu ayı tamamlayıp Ramazan Bayramına ulaşmamızı nasip eder. Malum yaz, havalar sıcak ve günler uzun.. Bu uzun günlerde beden gücü sarfederek çalışan, açık havada olan ve zorlu şartlarda çalışıp orucunu tutmaya çalışan tüm Müslümanlara da Rabbim kolaylıklar ihsan eder inşallah. Amin.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Haftasonu Özeti

Bu haftasonu kadim arkadaşım V. ve eşini ağırladık. Çok keyifli geçti dedik güldük, biz zaten V. ile ne zaman bir araya gelsek çok eğleniriz. 10 yıl olan dostluğun getirmiş olduğu rahatlıkla birbirimize aklımızdan geçenleri süzgeçten geçirmeden söyleriz ve böylesi gerçek bir arkadaşlık için bence çok daha iyi. Cumartesi akşamı yemeğe geldi arkadaşlarımız. V.ciğim iyi yemek yaptığı ve eşiyle de damak zevkleri iyi olduğu için ne etsem ne hazırlasam diye baya dertlendim ama sonunda beğeni alan bir sofra hazırlayabildim. Klasik her zaman iyidir diyerek mercimek çorbası, baharatlı tavuk, pilav, zeytinyağlı fasulye, zeytinyağlı biber dolma, közlenmiş kırmızı biber salatası, yeşil salata ve tatlı olarak da etimek tatlısı hazırladım.
Pazar günü ise geç kahvaltının ardından gezelim görelim kapsamında arkadaşlarımızla O.p.t.i.m.u.m. alışveriş merkezine gittik. alnız gezme işini biraz abarttık sanırım, eve geldiğimizde ayaklarım feci şekilde ağrıyordu. Bir haftasonu da böylece geçmiş oldu sevgili günnükcüm..

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Dün gece kardeşimi yolladık askere.. Hayırlısıyla gidip döner inşaAllah..

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Gittik geldik.
Bir hafta ne kadar da çabuk geçti öyle. Hızlandırılmış bir tur gibiydi resmen. Ama her anlamda.. Hazırlanması gitmesi dönmesi.. Yapılacak çok şey gidilecek çok yer olduğu için baştan sona koştur koştur geçti. Cumartesi öğlene kadar çalışıp iş çıkışı götürülecek hediyeler işini halletmem gerekiyordu ki daha ortada valiz maliz hiç bişey yok. Koştura koştura saat beşe kadar hediyeler kısmı halledildi arada ortanca abla ziyaret edilip yeğenler sevildi ve eve dönüldü ha bu arada yolculuk saati de 20:30! Eve geldiğimde saat 17:30 olmuştu bile ve yılın en sıcak gününde dışarıdaki işleri halledip eve geldiğimde sıcaktan bayılacaktım nerdeyse.. Ama öyle bir lüksüm olmadığı için hemen valiz hazırlama işine daldım. Bir şekilde saat 19:00'da hazır ve nazırdık ve otogara yollandık. Sonrası bir haftalık bol akraba ziyaretileri, dağ tepe gezmece, bir kına gecesi daha ve son gün otobüse ucu ucuna yetişmemize neden olan uzuun zamandır görülemiyen arkadaş buluşması ile geçti. Çıktığımız şeyin adı tatildi ama yorularak geldik evimize ama bedenimiz olmasa bile ruhumuzu baya dinlendirdi yeşilin ortasında olmak..

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Gidiyoruz..

Bize yol göründü galiba.. Yeşil ve mavinin buluştuğu cennete doğru.. Karadeniz..

23 Temmuz 2009 Perşembe

İstiyoruuum

Pek bi tembel oldum ben bu aralar, hiç bişey yapasım gelmiyor. Ev işi yemek temizlik nasıl gözümde büyüyor anlatamam. Dün akşam haftalar sonra balkonları yıkadım durumun vehameti buradan da anlaşılabilir.. Çiçeklerim var balkonda onlara su vermeyi unutmuşum ne zamandır nerdeyse kuruyacaklar halbuki bir hevesle alıp dikmiş kaç gün gidip gelip onları seyretmiştim. Zaten sabıkalıyımdır çiçek konusunda tek büyütebildiğim çiçek geçen sene diktiğim begonya idi, zavallım o da bir rüzgarda balkondan yere tepetaklak olmuştu.
Bu tembel pessimist havamdan tiz vakitte kurtulmayı diliyorum, eskisi gibi yine pessimist ama en azından tembel olmayan halime dönmek istiyorum, evimi baştan sona temizlemek, üzerinde çay damlacıkları olan halılarımı silmek istiyorum. Artık benim çağırmam gereken arkadaşlarımı/misafirlerimi çağırmak, üşenmeden 8-10 çeşit bişeyler hazırlamak istiyorum. Masamın üzerinde atıştırmalık kurabiyeler yapmak istiyorum, boşalttığım buzdolabı stoklarımı yenilemek, elimdeki okunacak kitapları bitirmek, kendime etek yaparım diye aldığım kumaşı kesmek (dikiş bilgisi sıfır! ama biyerlerden başlamak lazım), ne zamandır kuru temizlemeye gidecek ceketleri vermek istiyorum, istiyorum, istiyoruuum.. (devam edersem aklıma daha neler gelecek kimbilir) stop.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

PATLICAN MUSAKKA

Birazda yemek tarifi..

MUSAKKA

-5 orta boy patlıcan
-400 gr kıyma
-bir soğan
-5 çarliston biber
-3 domates
-1 kaşık salça
-tuz, karabiber, pulbiber

Patlıcanları alaca soyup dilimliyoruz akabinde tuzlu ve şekerli suda bi süre bekletiyoruz. sonrasında yıkayıp kurulayıp(iyice suyunu süzüp) kızgın yağda kızartıyoruz. Kızaran patlıcanları kağıt havlu üzerine alıp yağlarını çekmelerini sağlıyoruz. Bu arada patlıcanlar kızarırken bir yandan kıymalı harcı hazırlıyoruz. Soğanları az sıvıyağda kavurup kıymayı ekliyoruz, ince ince doğranmış biber ve domatesleri de ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Kavrulduktan sonra salçayı da ekliyoruz. En son tuz ve baharatlar ekleyip ocaktan alıyoruz. Geniş bir tencereye bir sıra patlıcan bir sıra kıymalı harç şeklinde diziyoruz en üste kıymalı harc kalacak şekilde. Bir domatesi dilimleyip en üste koyup biraz da sıcak su ekleyip ocağa pişmeye/demlenmeye bıraktık mı yemeğimiz hazır oluyor efenim (pişme süresi en üste koyduğumuz domatesin kendinden geçme süresine tekabül ediyor). Biraz uğraştırıcı ve kızartma olması nedeniyle mutfağı batırıcı bir yemek olmasına rağmen lezzeti zahmetini unutturacak bir yemektir kendileri.
Akşama Allah nasip ederse soframda olacak..

14 Temmuz 2009 Salı

Misafirlik

Bir önceki haftasonu gerçekleşmeyen planlar bu hafta sonu gerçekleşti. Cumartesi günü kıta değiştirip karşıya geçtik, akşam pek sevgili arkadaşlarım V. ve H.'nin cici evlerine konuk olduk kocacıkla. V.'ciğimin hazırladığı nefis mamaları lüplettik, bol bol hasret giderdik, eski anılara daldık çıktık, zavallı kocalarımızı bihaber oldukları konular hakkında konuşarak sıktık:) Pazar günü geç kahvaltının ardından tıpış tıpış evimizin yolunu tuttuk. Yolda bir arkadaşımın bahsettiği eve bakmaya karar verip rotamızı o yöne çevirdik. Taşınmak istiyorum da ben, şööle eski muhitimde içimize sinen bir yer bulursak taşınmayı düşünüyoruz. Herkeşlere yakın olmak istiyoruz:) Neyse gittik evi gördük, ama ev tadilata girdiğinden bişey anlamadık dahası tadilat sonrasını kafamızda canlandıramadık velhasıl daha sonra tekrar bakmaya karar verdik. E o kadar yakına geldikten sonra bi de annemlere uğrayalım dedik ama çok kalmadık F'in eve dönüp çalışması lazımdı, bende sesimi çıkarmadım çünkü hiç uğrama planımız yoktu, bu kadarına da şükür dedim :) İnşallah gönlümüze ve bütçemize göre bir ev bulup taşınırız hayırlısıyla tez vakitte.
***
Dün akşam F. geç geleceğini söyleyince yemek işine girmek istemedim zaten bu aralar hiç yemek yapasım gelmiyor, bende aldım elime cips paketini koca bir paket cipsi dergi okuya okuya bitirdim. Yedikten sonra hafif bir vicdan sızlaması duysam da oh çok keyifliydi beaa.. Yine olsun yine yaparım :)

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Planlar

Her zamanki gibi planlar plan olarak kaldı bu haftasonu da. Hani demiştim ya bol gezmeli bir haftasonu olacak diye valla nerdeyse tam tersi oldu. Pazar günü evden bile çıkmadım. Madem planlarımız olmadı bari bir pazar da evde yayılarak geçirelim düşüncesiyle geç kahvaltının ardından elimde gazeteler çayımı hüpletirken bir telefon geldi. Müsaitseniz size geleceğidik? Kayınbiraderim ve sözlüsü. Buyrun gelin dedik/dedi (F. dedi telefonu o açmıştı çünkü). Neyse apar topar mutfağa yollandım ve dandini olan evimi topladım alel acele. Gelmelerine çok vakit kalmadığından pratik birşeyler hazırladım ve buzluktaki stoklarımdan kullandım. (Bu arada stoklarımı yenilemem lazım bi çok şey azaldı). Yine de dar zamanda masaya 6-7 çeşit koymayı başardım. Misafirlerimiz epey oturduktan sonra akşam üzeri kalktılar. Bende hemen ev kıyafetlerimi giydim yarım kalan gazetelerime gömüldüm, keyfime kaldığım yerden devam etmek üzere. Bu sefer de bi saat falan sonra F.'in diğer kardeşi ve kuzeni aradı. Buralardayız size geliyoruz diye..
Aynı sahneler tekrarlandı yine..

2 Temmuz 2009 Perşembe

Günler geçerken..

Haziran'ı da bitirdik Temmuz'a geldik. 2009'u da yarıladık yani.
Bu hafta sakin geçti nispeten. Bir önceki hafta yaşadığımız düğün dernek trafiğinden sonra. Gerçi Cumartesi akşamı bir nişan vardı ama ben gitmedim. Onun yerine salonumun bir camını sildim :P Oysa sadece camın önündeki çiçekleri sulayacaktım. Bi baktım elimde bez kova cam siliyorum. Bana çoğu kez öyle olur zaten, buzdolabından su alıcam diye giderim, elimde bez dolabın kapaklarını siliyor olurum yada gardrobumdan bir kıyafet alıcam başlarım hemen tüm dolabı döküp yeniden yerleştirmeye. Tabi bu dediklerim nispeten vaktimin bol olduğu durumlarda için geçerli. Bu tip işlere özellikle vakit ayıramadığım için genelde böyle oluyor.
Pazar günüyse anneme gittim. Misafirleri gelecekti ve bizimde orda olmamızı istiyordu. Bende evden kek ve tatlı yapıp götürdüm.
Haftanın da sonuna doğru geliyoruz bu haftasonu eğer bir aksilik çıkmazsa bol gezmeli bir programım var. Üniversite arkadaşımla buluşup gündüz gezip akşam da onlara geçeceğiz. Bakalım, bir aksilik çıkmazsa tabi..

25 Haziran 2009 Perşembe

Muzlu Pudingli Kek

Yapalı bir kaç gün oldu ve aynı gün yendi bitti -ki bizim evde kekler o kadar çabuk bitmez-. Ben çok çok çok sevdim ilk fırsatta çikolatalı olarak da deneyeceğim. Unutmamak için tarif:

Muzlu Pudingli Kek

-2 yumurta
-1 su bardağından 1 parmak az şeker
-1 su bardağından 2 parmak az sıvıyağ
-1 kutu krema
-2 kaşık yoğurt
-1 paket muzlu puding (pişirilmemiş)
-1 pk. vanilya
-1 pk. kabartma tozu
-1 avuç dolusu damla çikolata
-un

Yumurta ve şeker çırpılır, sıvıyağ ve vanilya eklenir. İyice çırpıldıktan sonra krema ve yoğurt eklenir. Un, kabartma tozu ve toz puding eklenerek kıvamı ayarlanır (akışkan bir kıvamda olmalı, fazla katı olmamalı). En son damla çikolatalar da eklenir. Yağlanmış borcama (kalıp kullanmadım, içi çok geç pişiyor) dökülüp fırında 170 C'de pişirilir.
Krema bir keki ancak bu kadar değiştirebilir, yumuşacık, süper lezzetli bişey çıkıyor ortaya. Velhasıl-ı kelam kek güzel efenim..

***

Dün itibariyle mübarek üç aylara girdik ve bu gece de Regaib Kandili. Tüm Müslümanların kandili mübarek olsun. Bu gecede yapılan duaların kabul olunduğu Hadis-i Şerif'te belirtilmiş, mübarek Regaib Kandili hepimiz için hayırlara vesile olsun inşallah. (Amin).

22 Haziran 2009 Pazartesi

Kamber

Bu haftasonu düğün katılım rekorumu kırdım :) Millet çok sıcaklara kalmamak için midir yada bu sene Ramazan erken geliyo diye mi artık neyse Haziran ayında topluca evlenmeye karar vermişler. Bir haftasonuna bir nikah, iki düğün ve bir nişan sıkışınca hangisine gideceğimizi şaşırdık, hayır hepside ya akraba ya arkadaş gitsen olmaz gitmesen hiç olmaz. Bi de İstanbul'un muhtelif yerlerine dağılmışlar ki resmen düğün trafiği yaşadık.
Neyse efendim açılışı cumartesi akşamı bir önceki postta kınasına gideceğimden bahsettiğim arkadaşımızın düğününe gitmekle yaptım. (F. evde kalıp çalıştı sonra almaya gelirim diyerek fakat ben ablamlarla dönmeye karar verince gelmedi). Aynı akşam akrabamızın torununun nişanına davet edilen sınırlı sayıda kişilerden olduğumuz halde bu nişana gitmeyip (olabilecek lafları da göze aldıktan sonra) arkadaşın düğününe katılmaya karar verdim. Elbetteki akrabayı arayıp durumu olabildiğince nazikçe ifade edip bi sürü özürler mazeretler sıraladıktan sonra! Mazeretim de bunca yıllık arkadaşımızın evleniyor olması, benim ve ablalarımın her organizasyonunda misafir gibi değil de adeta evin bir ferdi olarak gelip koşturması ve de evlenip uzağa gidiyor olması idi. (Oysaki toruncağızlarını yılda bir ya görürüm ya görmem) Neyse efendim tüm bu geçerli sebeplere ve telefonda "aa evet tabi haklısın, neyse sağlık olsun" demelerine rağmen bi sonraki akşam başka bir düğünde karşılaşınca sitemli lafları da yedim gene. Ne diyeyim sağlık olsun!
Pazar günü ise 12'de evden çıkıp bi daha gece yarısı 12.30'da eve geldik. 13.00'de F. ile benim ortak tanıdığımızın nikahına katıldık. Planımız nikahtan sonra akşam ki düğüne kadar güzel bir yerde keyifli bir şekilde vakit geçirmekti. Ama evdeki hesap çarşıya umadı :) Ne oldu nasıl oldu anlamadan biraz da karambole gelip bir anda kendimizi akşamki düğün için gelin alma konvoyuna katılmış bulduk. Evlenen benim akrabam olunca ve aileyi de çok sevdiğimizden ne olacak ki gider geliriz hoş bir anı olur düşüncesine kapıldık ve konvoya dahil olduk. Ve biz akıllılar neye kalkıştımızı çok geç idrak ettik. Sen kalk bu sıcakta Anadolu yakasında Avrupa yakasının bir ucuna git, o sıcakta tıkanmış köprü yolunda 2,5 saat trafikte cebelleş (köprüde çalışma başlatmışlar), gelin evine git, gelini al, daha mahalleden çıkmadan konvoy dağılsın, dönüş yolunda da gene trafikte kal, toplamda 4 saat trafikte ol, Allahım nasıl bir gaflete kapılıp da gittik yol boyunca kafamızda dönen tek konu buydu. Çilemiz bitti mi hayııır. Daha bi dört saat da düğün kısmı vardı. Sonuna kadar beklemeyebilirdik ama F'in sevdiği sanatçı en son çıktığı için düğünün de dibini bulduk. Velhasıl 12.30'da apartman kapısından eve giriş yaptık nakavt olmuş bir halde..
Sanırım bi süre düğüne falan gidemeyeceğim, beni düğün tuttu..

18 Haziran 2009 Perşembe

Ondan bundan şundan..

Herkes tatil modunda bu aralar. İşyerinde yıllık izinler, tatil programları havalarda uçuşuyor.. Farklı bir departmandaki arkadaş izine çıkınca yerine ben bakacağım. İşten gözüm korkmuoyr ama hatunun tavırları sinirlerimi bozuyor..
***
Bu akşam esasında ablamın arkadaşı olan fekat benim de sevdiğim bir arkadaşımızın kına gecesi var. Sabah evden elimde kıyafet torbasıyla çıktım, iş çıkışı anneme oradan da kına yerine gideriz. Gece de annemde kalırım.
***
Dün akşam evimizde sessizlik hakimdi. Bir konu hasebiyle ikimizinde keyfi kaçınca susma eylemi yaptık. Böyle bir durumda birimizin sessizliği bozması lazım ama herkes kendince haklıydı..
***
Kendime kızıyorum bazen.. Zaman zaman o eleştirdiğim kaprisli kadın tavırları mı yapıyorum acaba diye ama yok yaa başkası olsa bin katını yapardı sankim. Öff..
***
Haftasonu gelsin çabucak..

16 Haziran 2009 Salı

yeşil

Ben niye bu kadar halsizim yahu? Sürekli bir mayışıp kalma hali, sıfır enerji. noluyo ya yaşlanıyorum desem benden 20 yaş büyükler benden daha enerjik daha canlı. Bense içi geçmiş meyve kıvamındayım. Bıraksalar beni bi köşede hiç sesim çıkmadan günlerce durabilirim. Belki yılın yorgunluğudur ne bileyim ya da aylardır ihmalkarlığım yüzünden bir doktora gitmediğim kansızlıktan mıdır acaba. Düşündüm de en son ne zaman kendime vakit ayırdım, ne zaman kaliteli bir biçimde dinlendim, sadece ama sadece kendimle ilgilendim? Her zaman yapılacak bir şeyler, gidilecek bir yerler var..
Hayalimde şu var bu aralar; ağaç gölgeleri altındaki ahşap bir verandada oturayım, elimde sevdiğim bir kitap, rüzgar yüzüme vursun serin serin, tek duyduğum ses sessizliğin sesi olsun, karşımda da yeşil bir dağ manzarası olsun. Hayali bile iyi geldi yaa. Ben yeşillik seviyorum, toprak seviyorum. Kimileri su kuşu olur, hayır ben toprak severim, ağaç severim, baktığımda gözüm yeşile doysun isterim. Bilmiyorum belki Karadenizli oluşumdan, belki küçüklüğüm öyle bi yerde geçtiğinden yeşil kodlarıma işlemiş sanki. Rüyalarımda bile gördüğüm belli yerler vardır, nasıl mutlu uyanırım böyle sabahlarda.. Gittiğimde huzur bulduğum yerler, rüyalarımda bile olsa..
Oysa en son bir grup ağacı gittiğim piknik yerinde gördüm, komik..

12 Haziran 2009 Cuma

Ne anlatsam ne yazsam..
Rutin bir haftaydı diyebilirim tek extra Çarşamba günü annemin memleketten gelmiş olması ve benim çarşamba akşamı oraya ışınlanıp kalmamdı sanırsam. Ha bi de oraya gitmeden evvel iş çıkışı ablamla buluşup güya ablam için alışverişe çıkıp girdiğimiz her mağazada istisnasız kendime bişeyler bakmamdı. Ablam arada söylense de güzel bir alışverişti bana göre. Netice itibariyle gün sonunda 65.00 tl bayılıp çok rahat ve gayet içime sinen bir tunik sahibisi oldum. (Hatta ve hatta sevgili ablacığım benimkini gördükten sonra aynısından -tabii ki 2 beden daha büyük- bir tane de kendisine aldı. Bi de ablamın bonkörlüğü tuttu ama malesef değerlendiremedim: seç beğen sana eşarp alıcam dedi ama ben o kaddar eşarp içinde bir tane beğenemedim :( Bu hakkım ilerde değerlendirilmek üzere saklı kalabilir mi diye bulunduğum minik masum girişim kabul görmedi mateessüf.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Pazar ertesi

Pazartesilere kabahat bulmamak lazım aslında. Haftasonunun suyunu çıkartmasak Pazartesileri daha neşeli ve enerjik oluruz demi? Bir haftasonu daha geldi geçti. An itibariyle ben kendimi çok halsiz hissediyorum. Dünkü piknikten sonra akşam resmen sızdım kaldım. Artık açık hava mı yoksa piknikte abarttığım yemek mi çarptı bilmem :P

4 Haziran 2009 Perşembe

Yaz yağmuru

Bu sabah yağmur vardı İstanbul'da.. Güzeldi ama az sürdü her ne kadar çıkıp yağmur altında ıslanamadımsa da temiz havayı solumak bile güzeldi..

1 Haziran 2009 Pazartesi

Hayattan..

En son çiçekler aldım ama saksılarım yok diyordum. perşembe günü öğlen bir fırsat çıktı yemeği yer yemez arkadaşımla kendimizi dışarı attık. İlk iş bi koşu kendime saksılar ve toprak almak oldu. Akşam eve gider gitmez çiçeklerimi diktim fakat velakin saksılar eksik geldi bir kısmını yine dikemedim. Akşam akşam saksı almak için dışarı çıktığımda istediğim gibi bişey bulamayıp eve döndüğümden anca ctesi günü hepsini tamamlayabildim.
Gelelim hsonu özetine; Cuma akşamı annemlerde kaldık F.le. Annem burada yok o yüzden gidip yoklamak lazım arada babamı. Yazarken farkettim de annem burada olmadığı halde annemlerde kaldım diyorum neden acaba? Babaevini annemle içselleştirmişim.. Ctesi işten sonra bi başıma çarşı pazar dolaştım, yalnız gezmenin de başka bi keyfi var bu arada.. Pazar günü ise F evlendiğimizden beri ilk defa kahvaltı hazırladı. Ne mutluluk :) Sonra da kakıp kendimizi dışarı attık bazı çeşitli sebeplerden ertelenen işlerimiz vardı onları yaptık nihayet. Gezdik dolaştık sonrasında. Güzel sakin bir h.sonuydu, çok şükür bu günümüze.. Pazartesi sendromu bile yaşamadım o kadar yani :)

28 Mayıs 2009 Perşembe

Haftasonu özeti

Klişe ama zaman gerçekten de çabuk geçiyor. Ahir zaman alametleri..
Geçtiğimiz cuma, cumartesi yıllık iznimden iki gün kullandım, gezmenin suyunu çıkardım. Cuma günü Kadıköy cuma pazarına ordan Bostancı'ya ve ordan da Büyük Ada'ya gittim ablamla. Bunca yıldır güya İst. de yaşıyorum ama Ada'ya ilk defa gittim ve bayıldım, sessiz sakin sokaklar, ağaç gölgeli serin bahçeler, güzel ve bakımlı evler.. Bayıldım.. Bir gün öyle bir ortamda yaşamak kısmet olur bize de inş. Eve geldiğimde yorgunluktan ayakta duracak halim kalmamıştı ayaklarımın ağrısından sızlandım durdum bütün gece( zaten benden en büyük şikayetçi olacak uzuvlarım; ayaklarım :).
C.tesi günü de all sisters topluca dayı ziyaretine gittik oh mis.
Pazar günü neyseki evdeydim azıcık da olsa dinlendim ama akşamı haftalık maç grubu bizde toplandı yine (arkadaşlar + abla, enişte ve extradan gelen yeni evli bir arkadaş çift) güzel geçti velhasıl, sıkılmadım/k.
****
Çiçekler aldım ama saksılarım yok.. Saksı alıp dikmem lazım duruyorlar poşetlerin içinde öylece.. Bu akşam İnş..

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Havadan sudan

Hava birden soğudu halbuse ne güzel oh yaz geldi ısındık diyodum. Bi süre daha mevsimlik kıyafetler ortalarda olacak demek ki..

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Not not not..

Blogumun adı Kendime Notlar ama bakıyorum da kendime hiç not düşmüyorum bu aralar. Burayı sırf akıp geçen zamanda yaşadıklarımızın bir kaydı olsun, aklıma gelen her şeyi burada kayıt altına alayım, sonra da dönüp dönüp neler yaşamışız neler yemişiz diyerek okuyayım diye açtım amma velakin nedense yazı yazma noktasında neden bukadar ihmalkarım onu anlamadım :P
Neyse zararın neresinden dönülürse kardır diyerek lafı daha fazla uzatmadan yazmaya başlayayım iyisi mi..
Haftasonunu özetleyecek olursak Cumartesi iş çıkışı bi yere uğramadan eve gittim, biraz dekorasyon değişikliği yaptık F. ve küçük F. in de katkılarıyla yazlık odaya taşındık sonra yemek memek derken akşam ettik. Daha sonra da İzmir'den F. in teyzesi gelmiş iki günlüğüne haydii kalktık onu ziyarete gittik. Neyseki teyze F.'in bi kuzeninde kalıyorda kalabalıkta keyifli bi akşam geçirdik. Efendim malum bi de erövizyon :p gecesi idi oturduk bi de h.a.d.i.s.e yi izledik, eve dönüp yarışmanın kalanını da evde izledik aman ziyan olmasın deyu. Bize puan vermeyen ülkelere kızdık ama birinci olan şarkıyı da beğendik netekim. Pazar günüyse gündüz gündüz F'in bi arkadaşının düğününe gittik hava çok sıcaktı ama şikayet etmedim çünkü yazı çok özlemiş idim. Topuklu ayakkabı neden zulüm nesnelerinin üzerinde bi 5 saat geçirince ve düğün arasında sıkılıp bir arkadaşla dışarı kaçıp baya bi yürüyünce ayaklarım isyan noktasına geldiler. Hatta isyan ettiler muhtelif yerlerden su falan toplayıp. Düğün sonrası kendimizi eve atıp F.nin izlemeden duramadığı fitbol maçına yetiştik. F.'nin maç konusunda yoldaşı olan eniştem (ve ablam ve yeğenlerim) de geldiler. Biz ablamla ayrı takıldık maç güruhundan, sohbet muhabbet ettik, iyi geçti.
Bugünse malum haftanın ilk iş günü, dün ayaklarımın çektiği eziyetten dolayı bugün spor ayakkabı giyerek işe geldim, oh dünya varmış ayaklarım ırahat ben rahat..

30 Nisan 2009 Perşembe

Pazar Menüsü

Resimsiz post olmasın diye yazmadım ama resmi beklersem daha çok beklerim deyip yazayım bari dedim. Geçtiğimiz hafta sonu gelen misafirler için hazırladıklarımı not düşeyim hiç değilse ki yarın öbür gün menü oluştururken fikir olur.

- Halleyli kolay pasta (bi önceki akşamdan)
- Sosisli milföy börek
- Peynirli börek
- Tahinli cevizli yufka sarma (tadı süper ama yufkadan dolayı sert oldu, bir dahaki sefere baklavalık yufka ya da milföyle yap)
- Elmalı tarçınlı kek
- Kısır
- Yoğurtlu havuç salatası

Şimdilik bu kadar, resim çekmeye üşenmediğim bir vakit resim + tarif yaparım.

21 Nisan 2009 Salı

Resim mevzusu

Farkettim de bu kayıtlar resimsiz eksik kalıyor..
Bir dahaki tarif resimli olur inş.

17 Nisan 2009 Cuma

CEVİZLİ KADAYIF

Bir alışveriş turu sırasında eşimin kadayıfı çok sevdiğini söylediğini anımsayıp aldığım ama daha sonra dolapta nerdeyse unutma noktasına geldiğim :p kadayıfları ctesi akşamı gelecek olan misafirlere ikram için değerlendirmeye karar verdim. Ama unuttuğum bişey vardı ben daha önce hiç kadayıf yapmamıştım ki :)) Hemen telefona sarılıp annemi aradım Cuma akşamı vakit nerdeyse geceye dönmeye yakın, annem telefonda ilkten korkar olsada tarif istediğimi öğrenince rahatladı (bizde geç telefonlar kötü haber dalaleti sayılır da). Neyse tarifi aldım ama annem içime kurt düşürdü kadayıfların alınma tarihini öğrenince onlar küflenmiştir diyerek. Bi koşu mutfağa gidilip kadayıflar kontrol edildi ve iç rahatlığıyla hazırlıklara girişildi.

MALZEMELER:

- 500 gr. kadayıf
- 2 su bardağı ceviz kırığı
- 1 adet margarin

ŞERBETİ İÇİN:

- 4-4,5 su bardağı şeker
- 5 su bardağı
- bir kaç damla limon suyu

İlk önce şerbeti hazırladım. Şerbet soğuk kadayıf sıcak olmalı ya da tam tersi. Şeker ve su kaynamaya başladıktan sonra 7-8 dakika daha kısık ocakta tuttum almaya yakın birkaç damla limon ekleyip bir kenarda soğumaya bıraktım.
Yaş kadayıfın yarısını dikdörtgen borcama yaydım, elimle bastırarak düzelttim. Cevizlerin yarısını üzerine serptim. Kalan kadayıfı üste yaydım ve kalan cevizleri ekledim. Erittiğim bir margarini kaşıkla her tarafına yedirdim, 200 C de pişirdim. 5 dakika bekledikten sonra iki fasılda şerbeti döktüm. Ertesi güne gayet lezzeti oturmuş, güzel bir kadayıf olmuştu. Afiyetle yedik :)

13 Nisan 2009 Pazartesi

Kolay Menü

Cumartesi günkü yazdığım postta akşama misafirlerin geleceğini söylemiş ve ne hazırlayacağımla ilgili Ar-Ge yapmak üzere yollanmıştım. Gelen dört arkadaşım için hazırladıklarım:

Patatesli milföy börek
Peynirli yufka börek
Kısır
Yoğurtlu mayonezli patates salatası
Çilekli - frambuaz kremalı pasta
Cevizli kadayıf

Menüm iki tatlı iki tuzlu iki salatadan müteşekkildi.
Kadayıfı bir önceki akşamdan yaptığımı saymazsak hepsinin hazırlanması toplam 3 saat sürdü.
Tarifleride gelecek postta yazarım ama resimler yok malesef..

11 Nisan 2009 Cumartesi

Cumartesileri oldum olası severim. Enerjiktir, keyiflidir, ertesi günü de tatildir gibi bir sürü nedenden ötürü. Kendisini haftanın en sevdiğim günü ilan etsem yeridir.
**
Akşama misafirlerim var ey sevgili günlük, ne yapsam ne yapsam diye bi araştırma faaliyetinde bulunmam lazım.

10 Nisan 2009 Cuma

Evet gelelim bu güne,
Çok şükür ki hayatımı güzelleştiren bir çok unsur var yaşamımda, eşim, ailem, işim.. Bunların varlığı için şükürde yetersiz kaldığımı biliyorum ama yine de şükrediyorum Yüce Allah'a. Eksikliklerini hissettirmesin Rabbim. Ve inşallah herkesin hayatında da mutlu anlarını daim etsin Yüce Yaradan.
Bunları buraya yazmamın sebebi, çoğu zaman elimizdekilerin kıymetini bilmeyip hep daha fazlasını istediğimiz, şükürü unuttuğumuz anlarda açıp okuyup hatırlamak için.
**
Şu an işteyim, blogum aklıma geldi, açtım, güncelledim. Şimdi kaldığım yerden işime devam ediyorum :)