26 Şubat 2015 Perşembe

Hijyenik blogger

Kendimi ev işlerine vurdum bu aralar sevgili bloğum. Meğer benim de domestik bir yanım varmış. Önceki haftasonu camları sildim, hava bozuktu yağmur yağacağı belliydi ama yine de sildim. İki akşam önce de durup dururken koltuk kılıfları gözüme kirli göründü hop hepsini söküp makinaya attım. Dün kuruyunca akşam gidip taktım ama bu sefer de halılar gözüme kirli göründü, hadi bu sefer de onları sildim. Halılardan önce de banyo ve wcyi tabiri caizse hijyene boğdum. Çok mu titizim hayır değilim hatta çoğu zaman bu işleri yapmak yerine dinlenmeyi yada Zeyno'yla vakit geçirmeyi tercih ederim. Amma velakin bu ara akşamlarımı bu işlerle geçirmeyi tercih eder oldum. Hem vakit geçiyor hem terapi gibi geliyor. Hele halı silmek deşarj olmaya birebir. Kesin bilgi.

23 Şubat 2015 Pazartesi

Süper Pazartesi!



Akşam korkunç bir başağrısıyla yattım uyuyunca geçer ümidiyle, sabah uyandım ki yerli yerinde duruyor sağolsun. Ben dişlerimi fırçalayıp salona girdiğimde baktım Zeynep hanım da uyanmış bebeklik battaniyesini de eline almış koltuğun üstünde oturuyor. Zeynep'in ben giderken uyanık olması tehlikeli bir durumdur zira işe gitmeee ile başlayıp binbir nazla devam eder. O topa girmeden dikkatini dağıtmak lazım. Vakit az ve hazırlanmam lazım aldım kucağıma odaya taşıdım yatağın üstüne oturtup gardrobu önüne serdim hadi beraber bana kıyafet seçelim dedim seçtik giydim o arada odamı topladım. Bu sırada babaannemiz de kalktı ki topallayarak yürüyor, dizindeki sıkıntı nüksetmiş. Değil Zeynebi okula götürmek odadan odaya dahi gidemiyor. Kızı hazırlaması da mümkün değil. Hızlıca Zeynebi de giydirdim ve kendimi evden dışarı attım. Haliyle 1-2 dk geciktim. Sokağın başındayken, beklemeyip giden servisimi de gördüm.  Ohh mis. Önce yürüyeyim işe dedim. Sonra baktım yağmur başlıyor bende şemsiyemi bile almamışım taksiyle gideyim dedim. Cüzdanıma baktım az param kalmış önce para çekeyim velhasıl merkeze kadar yürüyüp önce para çektim sonra taksi beklemeye başladım, yağmur yağdığı için durakta bir tane taksi yok, gelenler de dolu. En sonunda bir tane boş bulup atladım işe geldim. Başağrısı mı, hala devam ama bir ağrı kesici aldım geçer umarım.. Öyle işte haftaya süper başladım, buna da şükür..

12 Şubat 2015 Perşembe

içdöküş

Kaçtır yazma niyetiyle geliyorum sayfaya ama yazmadan kapatıp gidiyorum. Bu günlerde üzerimde anlamsız bir ağırlık, isteksizlik mevcut. Halbuki çok değil bi beş günlük tatilden geleli ama insanlar mı desem koşullar mı desem insanın üzerinden bütün enerjisini çekip alıyor. İş desen hep yoğun çok yoğun, ev desen yaklaşık bir aydır dinlenme yeri niteliğini kaybetmiş durumda. Eşimin anne baba ve kardeşi yaklaşık bir aydır bizimle kalıyor, haliyle evde büyükler varken insan yayılıp yatamıyor. Hafta sonlarımız bize ait değil...
Bu enerjisizlik beni ayrıca tahammülsüz yapıyor, kolay parlayan biri olup çıktım. Normalde takılmayacağım şeylere takılır oldum. En kötüsü de kızıma patlamam. Babaanne-dede-amca sarmalında iyice şımaran kızıma gereken sabrı gösteremedim. Dün gece diş fırçalama sırasında nazlanan Zeynebe bir patlamışım ki çocuğun ödü koptu. Saat olmuş bilmem kaç, benim gözümden uyku akıyor, Zeynep gündüz uyuduğu için uykusu yok tabi, evdeki diğer efrad da hep ayakta olunca yatma ritüelimiz sekteye uğradı, bir naz niyaz, benim sabır geçici olarak devre dışı kaldı. Ağladı da ağladı. En son sakinleşince “anne benden hala özür dilemedin ama” dedi. Kıyamadım. Sarıldık aynı anda özürlerimizi diledik ve yattık. Çalışan annenin psikolojik yükü daha ağır oluyor. Evladıma karşı içten içe suçluluk duyuyorum onu bırakıp işe geldiğim için.. off öyle işte. bu aralar bu hallerdeyim..
****
Kızım bize karne töreniyle bir ilk yaşattı geçtiğimiz haftalarda. İşten izin alıp gittim, anneanne ve babaanne katılımıyla en kalabalık veli grubu bizdik sanırım. İlk karnesini aldı kuzucum. Detaylı bir de değerlendirme yazısı yazmış öğretmeni okuduğumda beni mutlu eden. Karne töreni parti havasındaydı, çocuklar çok eğlendi.
Canım.
 
 
Başka başka.. Anlatacak şeyler var da benim yazasım yok..