23 Temmuz 2012 Pazartesi

Ramazan, iftar, ev kazası, uyku..

Serin bir pazartesi ve masasında uyuklamakta olan zavallı Sessizce. Öyle ki açık olan klimalardan üşüdüm bile. ve bu saat olmuş ve ben hala tam olarak enerjimi yakalayabilmiş değilim. Ramazanın 4. günü ve açlıktan ziyade bende halsizlik var. Çok şükür ki bu yıl da ulaştık Ramazan'a. Sağlıkla ve huzurla tamamlayıp Bayrama da ulaşırız inşallah.

Cumartesi evde olmamdan mütevellit ilk iftar davetimi vereyim dedim. Gün çok uzun olduğu için hem temizlik hem de yemekler rahatlıkla yetişti ama ben çok yoruldum.

Pazar günü ise tam bir tembellik günüydü. Bir koltuktan kalktım diğer bir koltuğa yattım. Zeynep hanımla bol bol oynayarak akşam ettik. İftara kardeşime davetliydik. Zeynep hanım bu ara çok çok hareketli, bir saniye yerinde durmuyor, Her yere gitmek her yeri keşfetmek istiyor. Dayısında da bir dakika oturmadı, kalabalıkta daha da coştu, uyku saati geçmesine rağmen bir türlü uyutamadım. Ne kadar peşinde dolaşıp takip etsek de kötü bir ev kazası yaşadık. Evin içinde koştururken alnını kapıya çok kötü bir şekilde çarptı. Acısından bir an nefessiz kaldı yavrum ve çarptığı yer anında ceviz büyüklüğüne ulaştı şişlik. Ben onu o halde görünce elim ayağım boşaldı çok korktum, üzerinden saatler geçtikten sonra bile tam kendime gelemedim. Zeynom zavallım hem korktu hem canının acısından çok ağladı. Üstüne gittiğimiz hastanede zorla çektirdiğimiz röntgende de çok ağladı. Allah beterinden korusun fena bir tecrübe oldu bize. Gece de sürekli uyanarak kontrol ettik. Açıkcası bu baş çarpmaları beni çok korkutur, o yüzden panikledim ve endişem hala geçmiş değil. Küçük çocuğu olanlar hele de hareketli olanlar bir saniye boş bırakılmaya gelmiyor. Hoş sürekli peşinde de olsanız bazen olacakların önüne geçemiyorsunuz. Allah korusun tüm yavrularımızı. Bende kendimi test ettim, hiç soğukkanlı değilmişim, çok panik oldum. Herşeyden öte kendime çok kızdım, onu kısacık bir an gözümün önünden ayırdığım için :(

Böyle bir haftasonuydu işte..

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Mola

Kısa bir tatil molasından sonra yeniden kaldığımız yerden devam. Meğer ne kadar da ihtiyacım varmış böyle bir şeye. Değişikliğin vermiş olduğu bir deşarj hali, bir durup etrafa bakıp sakin sakin anı yaşamak. Kısaydı ama güzeldi, tebdil-i mekanda ferahlık varmış hakikaten. Zeynep hanım da denizi seveydi belki daha da güzel olurdu ama sevmedi bıdık. Yapışık bir tatil geçirdik desem yeri. Denize girdiğim anlarda ağlamasıyla sahili de inletmiş olabilir ama naz niyaz ağlaması olduğunu bildiğim için istifimi bozmadım, varsın biraz da baba çeksin naz. Onun dışında Zeyno hanımın pusetinde yapmış olduğu uyku anları bizim de keyif anlarımıza dönüştü. O açık havada serin serin uyurken biz kah yürüyüş yaptık, kah dondurma yedik, kah arkadaşlarımızla okey partileri yaptık. Yakın bir yere gitmemize rağmen dönüşü arabayla yapınca yol bize çok uzun geldi bir türlü mutlu olamayan Zeynep sayesinde. Bu çocuk arabada olmayı neden sevmiyor anlamış değilim. Çocukların çoğu genelde arabaya bayılır, uyur falan.. 


Son günümüzde çok acı bir haber aldım, Çok sevgili arkadaşımın babacığı Nazım amca bu dünyadaki vaktini tamamlayıp ebedi aleme intikal etti. Hani derler ya dünya iyisi, aynen o tabiri hak eden birisiydi, Rabbim rahmetiyle haşreylesin, nurlar içinde uyusun inşallah. Canım arkadaşıma, annesi ve kardeşine Allahım yürek serinliği versin. Cenazesine yetişmek mümkün olmadı ama bu akşam arkadaşımın yanında olacağım inşallah.