30 Nisan 2012 Pazartesi

iş güç

Haftaya yorgun başladım desem blog güler misin halime? Bir buçuk gün yetmiyoor, yetemiyor bana. Cumartesi günü öğleden sonra hasta ziyaretiyle geçti. Pazar günü ise 9'da kalktım ve hiç durmadan 15:00'e kadar arı gibi çalıştım evin içinde, daha çok mutfakta. Yemek, ütü, çamaşır, temizlik sarmalında döndüm durdum. Kızçeme bile doğru dürüst vakit ayıramadım. O saatten sonra birde dışarı çıktık. Daha çok yoruldum, otur dinlen evinde, öyle de olmuyor, bünye bir temiz hava, bir değişik ortam görmek istiyor. Bütün hafta boyunca kapalı ortamda çalışınca insanın kendini dışarılara atası geliyor. Kızçemde dışarda nispeten uyumlu. O da seviyor açık havayı ama arabalardan nefret ediyor. Hele az uzun mesafe bizler için tam bir eziyet oluyor. Kucakta durmuyor, zapt edilemiyor, bir huysuzluk sorma gitsin. Sanırım hareket kısıtlamasını sevmiyor. Öyle zaten evde de hep hareket halindedir. Oturayım da oyuncaklarımla oynayayım yoktur onda, en fazla sabit durduğu süre 5 dakikadır herhalde. O yüzden arabalarda daral geliyor hanım kıza.
Neyse efenim Mayıs ayı da geldi çattı. Yarın Mayıs 1. Bir çok yerde tatil. Ama evet bildiniz biz yine çalışıyoruz..


24 Nisan 2012 Salı

1. yaşgünü

Cuma günü spontane bir şekilde planladığım Zeynep'in yaşgünüsü etkinliğini Cumartesi günü 10 çocuk (+2 de anne karnında) ve 8 yetişkinle yaptık efendim. Gün sonunda yorgunluktan sızıp kalan bir Sessizce olarak bu etkinlikten hiç bişi anlamadım! Çocukların koşturmaları, Zeynep'in bana yapışık gezmesi, bonus olarak 2 kere kilitlenen mutfak kapısı.. Curcunalı bir gündü netekim. 

Sabah erken kalktım ki hazırlıkları yetiştirebileyim. Akşamdan sadece bir sütlü tatlı yaptım, yorgundum gece gece gözüm yemedi başka bişeyler yapmaya. -Açık söyleyeyim sabah erken gelecek olan ablama güvendim :)- Daha kahvaltı masasındayken ablam çıktı geldi elinde kendi yaptığı kurabiye ve su böreği ile. Ohh etti mi sana 3 çeşit. Sonrasında onu mutfakla başbaşa bırakarak ben evi toplamaya giriştim. Sen başla bende geliyorum diyerek.. Oydu buydu şuydu derken ben mutfağa gidene kadar sağolsun ablam baklava yufkasından kıymalı kuşüzümlü börek, cevizli yoğurtlu erişte, kuskus salatası ve kısırı halledivermiş. Abla candır, canandır, başüstünde tutulası gönlü her daim hoş edilesi bir varlıktır. Hele benim ablam her eve lazımdır. Haftaiçi benim dahi haberim yokken girip mutfağımın halısını toplayıp yıkayan sonra da getirip seren muhteşem üstü varlıktır. Ne diyeyim Allah eksikliğini göstermesin. 

Daha öğlen olmadan işleri bitirip misafir beklemeye koyulduk. Misafirlerin gelmesiyle beraber önce biraz dua okuduk. Duanın sonuna doğru arkadaşımın 4 yaşındaki yeğeni mutfağın kapısını kitlemiş kapı açılmıyoo diye geldi yanımıza haydeee diyerek üşüştük mutfak kapısına. Kapı duvar olmuş açılmıyor. Aksi gibi yedek anahtar da yok. Bu topuzlu kilitler çok fena söksen sökülmez açsan açılmaz. Bütün mamalar içerde, aç kalıcaz yoksa :) Daha önce de başımıza geldiği için diğer odalar için tedbirliydik ama mutfak hiç olmamıştı. Nasıl açıcaz derken ben evden sepetlediğimiz kocayı aradım kapıda kaldık yetiş kapıyı aç deyu, o da garibim evden epey uzaklaşmış hay bin kunduz diyerek gerisin geriye döndü. Bu arada kapı ile uğraşmaya devam.. Neyse o kapı bir şekilde açıldı -hemde anahtarsız- bu sefer de kocayı tekrar aradım hallettik gelmene gerek yok diye. Yine bir hay kunduz.. Çünkü yolu yarılamış.. Soframızı kurduk pastamızı kestik, o arada uykudan bayılan Zeynebi uyuttum. İki bardak çay içeyim dedim. Bingo mutfak kapısı gene kilitlenmiş. Evdeki çocuk popülasyonu fazla olunca olayın bu seferki failini belirleyemedik. Hoşlarına gidiyor topuzun düğmesine basıp oynamak. Herneyse artık tecrübe sahibi olduğumuz için kapıyı kolayca açıverdik. 
Akşama da maç olunca beyler de bize geldi. Oldukça curcunalı, kalabalık, boool gürültülü -en son çocuklar zıvanadan çıkıp koridorda yakan top oynuyorlardı (Allah'tan alt katım boş şu an)- bir gün geçirmiş olduk. Gün sonunda bana kalan da mutlu bir yorgunluktu. (Ayaklarım sızım sızım sızlıyordu ve pertim çıkmıştı).
Gönül bu yazıyı fotoğraflarla süslemek isterdi ama makinadan bilgisayara atılmayı bekliyorlar. Ve ben o işlerden hiç anlamıyorum.

20 Nisan 2012 Cuma

Cuma sayıklamaları

Geldik haftanın son gününe.. Benim için bazı haftalar Cumartesi bitiyor bazılarıysa Cuma günü. Çünkü bir hafta Cumartesi çalışıyorum diğer hafta çalışmıyorum. Bunun nedeni de süt izni mevzusu. Esasında bebek 1 yaşına gelene kadar bu izin var. Bizimki de bu ay yaşını doldurdu malum. Bense bir çok cumartesi iş nedeniyle geldiğim için iznimi mayıs sonuna kadar uzattım. Bir hafta geliyorum bir hafta gelmiyorum. Of ne çok uzattım, neyse işte yarın çalışmıyorum. Ben de bu vesile ile geçen hafta yapamadığım kızımın doğum günüsü organizasyonunu yapayım dedim. Bizbize, çok sade bir toplanma olacak. Oturduğum yerden menü planlamaları yapıyorum ama hangi arada derede hazırlıkları yapıcam bilmiyorum. Akşam da yalnızım beycağızımın maçı nedeniyle, kızı ona satıp bişeyler yapmam da imkansız. Çünkü ben kapıdan girdiğim andan itibaren baba işten gelene kadar kucağımdan inmiyor. Babayla kudurduğu için ona lütfen gidiyor. Yoksa yere bırakayım da sofra hazırlayayım desem yapışıyor kucağıma indirmek namümkün. Bende zaten özlemiş olduğum için koyun koyuna takılıyoruz baba gelene kadar. Minik kuzum benim. Günden güne büyüyen Allah'ın bize bahşetmiş olduğu güzellik. Şükür sonsuz kere.

****

Bakıcıyla nasıl gittiğine gelirsek; eh işte.. Artıları da var eksileri de. İdare ediyoruz, bakalım nereye kadar. Çocuk gelişiminde daha ehil ve daha genç birisi olmasını tercih ederdim ama şu an etrafımda böyle birisi yok malesef. Ama kızıma ilgisi ve takibi takdire şayan.

****

Havaların bu kadar güzel olması içimi açıyor, kendimi dışarı atıp dolaşmak, çimlere yayılmak istiyorum. Pazartesi 23 nisan kocaya tatil. Bizse herzamanki gibi çalışıyoruz. İzin alsam, yakın bir yerlere gitsek? Fena da olmazdı..

***

Herkese hayırlı Cumalar. Cuma mübarek gün. Dualarımız kabul, amellerimiz makbul olsun..

12 Nisan 2012 Perşembe

Hayat

Bugün Zeynep Selin'imin yaşgünü. 1. yaş günü. Bana hissettirdikleri için bir dünya şey yazabilirim buraya ama yinede bilirim ki hislerimi anlatmaya yetmeyecek. İfade edemeyeceğim kendimi. Sadece şükür ve dua edeceğim. Allah'ım sana sonsuz şükürler olsun.Kızımızın sağlıklı mutlu huzurlu uzun bir ömrü olsun, anne baba olarak olabildiğince yanında olalım inşallah.

Ben anneliğimin birinci yılını doldururken canım annem de annesine veda etti. Pamuk anneannemi Salı günü uğurladık ebedi aleme. Rabbim yerini nur, mekanını cennet etsin inşallah. Uzun süren rahatsızlığı da -varsa- günahlarına kefaret olsun inşallah. Melekler en güzel şekilde karşılasın onu, güzel anneannem..

6 Nisan 2012 Cuma

Haftanın haberleri

Haftanın en sevdiğim iş günü; Cuma. Bir haftayı daha bitirdik sayılır. Bu hafta yeni başlangıçlar haftasıydı. Bir kere Nisan ayına girdik ki benim için nisan ayı demek artık kızımın doğduğu ay demek. Doğum günüsü yaklaşıyor minnak kızımın. 1 hafta kaldı. Ne hazırlık yapıyorsun derseniz henüz hiçbişi :) Ama yapacağım inşallah.
Bir diğer möhöm gelişme ise kızımın bakıcı teyzesinin işe başlamış olmasıydı. Pazartesiden beri geliyor, bir 15 gün kadar kayınvalideyle oryantasyon programında. Kayınvalidem görevi devredip gidecek. Hımm kayınvalideme de kıdem tazminatı babında bir güzellik yapmam lazım bu arada, bir yıldır kızçeme o bakıyor ve hiç gözüm arkada değildi sayesinde, bu konuyu da kendime not etmiş olayım. Bakıcı teyzemizle de fena gitmiyor şimdilik, hayırlısı herşeyin du bakalım.
Gece uykularımız ise her zamanki gibi toz duman :) Dün sabah koluma taktığım saatimi unutup evin içinde fellik fellik saat aradığımı söyleyeyimde anlayın durumu :) Belliki daha ayılamamışım.
Bu hafta iş de sakin efenim. Şirketin büyük bir kısmı bayi toplantısı eğlencesi şeysi kapsamında güzel bir tatil beldemizdeler. Eh biz geride kalanlar içinde bir tatil oluyor bu durumda netekim.
Yurttan ve dünyadan haberler bu şekilde. Bir sonraki bültende pardon postta görüşmek üzere esen kalınız efendim.