9 Ekim 2017 Pazartesi

Üsküdar'da bir gün..

O kadar ara vermişim ki bloğa şimdi nerden başlasam bilemedim. O yüzden en güncel halimizle devam edeyim kaldığım yerden.
 
Cumartesi günü havanın güzelliğini fırsat bilip birşeyler yapmak istedik. Çok tatlı ılık bir sonbahar havası vardı. Ne zamandır bizim ufaklığı Kız Kulesine götürme planımız vardı hadi dedik tam zamanı. Yolda giderken bir ara yağmur atıştırsa da moralimizi bozmadık, Üsküdar'a geldiğimizde ise hava tekrar açmıştı, hatta sıcak bunalttı bile diyebilirim.
 
Küçük bir tekneyle Kız Kulesine geçtik. Tekne turist doluydu, o anda şunu farkettim yanıbaşımızdaki güzellikleri bile görmek için çaba harcamıyoruz oysa millet ta nerelerden kalkıp geliyor. Kulenin seyir terasında ise manzara muhteşemdi. Çok kalabalıksın ama çok da güzelsin İstanbul dedim.  Bir saate yakın kaldık burada bol bol fotoğraf çektik, kulenin tarihi ile ilgili efsaneleri öğrendik.
 
 

 
 
 
Sahile geri döndüğümüzde acıktığımız için kendimizi en yakındaki Filizler Köftecisine attık. Orası da tıka basa doluydu, terasta oturacak yer zor bulduk. Kalabalıklığı, o uğultuyu sevmiyorum demişmiydim :/
 
Oradan çıkınca sahilden yürüye yürüye Üsküdar meydana geldik. Aklımda Sahaf Festivalini görmek vardı ama öncesinde yakındaki Valide Cedid camisini bir ziyaret edelim dedik. Yıllar yıllar önce bir yaz stajımı Üsküdar Belediyesinde yapmıştım, bazı öğlen araları bu Caminin bahçesinde koca ağaçlar altında soluklanırdık, nefes alırdık, şimdi Zeynep de görsün istedim. Bir namaz molası verdik burada ama bu sefer hiç o lezzeti alamadım maalesef, yine aşırı kalabalık, yol gibi kullanılan cami bahçesi, aşırı bir sirkülasyon, o dinginlik o sakinlik bu sefer yoktu maalesef. Namazı kılıp hemen çıktık ve Sahaf Festivaline geçtik.
 
 
Festival alanında her sahaf kendine bir stand açmış, neler neler yoktu ki eski kitaplar dergiler, Osmanlıca metinler vs. vs. Bizimki hızlı bir tur oldu oysa geniş bir zamanda detaylı detaylı gezmek lazım her bir standı. 15 Ekim'e kadar açıkmış bu arada. Biz misafir geleceği haberiyle fazla inceleyemedik, Zeynep için üç kitap alıp çıktık.
 
Keyifli güzel bir gündü bizim için.
 
Umarım artık daha sık yazabilirim..
 
 
 

1 Mart 2017 Çarşamba

Hoşgeldin Bahar!


Resmi olarak baharın başladığı bugünden, 01 Mart 2017'den bir merhaba efendim. Güneş de azıcık yüzünü gösterdi ya hepimiz oh kış bitti moduna girdik eminim. Günler günleri öyle hızlı kovalıyor ki geçen zamana dönüp baktığımda hayret ediyorum. Misal buraya en son yazımı 13 Ocak'ta yazmışım. ne ara bu kadar geçti zaman 'insan gerçekten hayret ediyor'.

Neler yaptık neler ettik bu arada kısa bir özet geçmek gerekirse; rutinimiz aynen devam etti, işi olan işine okulu olan okuluna gitti geldi. Allah rutinden ayırmasın, farkında değiliz ama bu büyük bir nimet. Çok şükür. Bir kısa tatil, biraz da hastalıklar atlattık bu süre zarfında, bir kaç da moral bozucu gelişmeler.. Biraz içe döndüm bu sıralarda..

Baharla birlikte umutlarımız da tazelensin, mutluluğumuz katlanarak artsın inşallah. Her yeni gün sağlık mutluluk güzellikler getirsin bizlere..

Çoktandır ses vermeyen blog arkadaşlarım da bu vesileyle bloglarına dönsünler artık :)







13 Ocak 2017 Cuma

Havadan sudan


Geçtiğimiz hafta Perşembe Cuma izinliydim. Sevgili müdürüm Aralık ayındaki o yoğun çalışmama karşılık bir jest yaparak 2 gün kafa izni verdi. Tabi buna en çok Zeynep sevindi. Sabahları beraber uyanıp kahvaltılar ettik, onu okuluna benim bırakmam onu ayrıca mutlu ediyor, birlikte okuluna gittik ve çıkış saatinde normalden daha erken saatte alarak beraber zaman geçirdik. Cuma günü babamız hastalanınca o da işe gidemedi maaile erkenden hafta sonuna giriş yapmış olduk. Hava inanılmaz soğuktu, hatta bir ara telefondan hava sıcaklığına baktığımda hissedilen sıcaklık -12 dereceydi. Sanırsın Erzurum. Cuma akşamından itibaren de ne zamandır beklenilen kar yağmaya başladı. Cumartesi sabah ise görüntü alttaki gibiydi. Doğma buralı değilim ama büyüme buralıyım, çok uzun zamandan beri İstanbula ilk defa bu kadar kar yağdığını söyleyebilirim.


 
Şimdi ise karlar eriyip gitti nerdeyse.. 
 
Yurttan hava durumu haberlerini okudunuz, şimdilik esen kalın efendim :) (işe dönmem lazım)
 

31 Aralık 2016 Cumartesi

2017

Çok çok önceden küçük bir defterim vardı, bu deftere benim için gerçekten çok çok önemli olan konuları yazardım ve bir de her yıl senenin son gününde hatta son saatlerinde yeni yıl dilekleri/dualarını yazardım. Uzun bir süre bunu devam ettirdim ama sonra ne oldu da yazmayı bıraktım bilmiyorum. Defterin nerede olduğunu tahmin ediyorum, eve gidince bulup çıkaracağım ve bu yıl da bu geleneğimi devam ettireceğim. Şimdilerde gözüme kalabalık gelen hemen herşeyden kolayca kurtulsam da bu tip anısı olan şeyleri atmayacağımı biliyorum. Evde bir kaç kutum var içinde alakasız şeyleri topladığım. Bazen derleme toplama zamanlarında ortaya çıkarlar ve beni de zamanda yolculuğa çıkarırlar..

Senenin son gününde kendi içimde 2016 nın muhasebesini yapıyorum. Bir yıl daha yaşlandık en başta. Önceden bana çok uzak gelen yaşların içindeyim şimdi. Garip ama yaşla birlikte bünyeye yüklenmesi gereken olgunluktan da çok uzaktayım. Bazen kızımla sokaklarda hoplaya zıplaya yürürken buluyorum kendimi ve hala bazı yemekleri yaparken annemi arıyorum bu nasıl yapılıyordu diye. 10 küsur yıldır nonstop çalışıyorum oysa daha dün gibiydi işe başlamam. Zaman nasılda hızla akıyor..

Bu yıl çok çalıştık, tatillerde gezdik dolaştık, piknikler yaptık, sık sık arkadaşlarımızla buluştuk güzel anılar biriktirdik. Zeynep kuzum biraz daha büyüdü, artık beraber kafede oturup bir şeyler içebildiğimiz, alışverişlerde bana fikir vermeye başlayan bir bireye dönüştü. Gerçi biz ona her zaman birey muamelesi yaptık, fikrini sorduk, söylediklerine önem verdik. Bunun meyvelerini de yavaş yavaş topluyoruz inşallah.

Sadece takvimlerde rakam değişse de yeni yıl yeni umutlar demek, yeni dualara vesile demek. Her şeyden önce sağlık diliyorum kendime, evladıma, eşime ve aileme, sonra ülkeme huzur diliyorum, Müslüman coğrafyasına huzur ve barış diliyorum. 2017 de daha dingin, huzurlu, daha olgun olmayı diliyorum. Zeynep'in okul konusunun onun ve bizim için en hayırlısı olacak şekilde şekillenmesini,  hayatının her anında işini seven merhametli ve iyi ahlaklı insanlarla karşılaşmasını diliyorum, bunun için dua ediyorum. Kazancımızın ve rızkımızın bereketlenmesini ve daha büyük bir eve geçebilmeyi diliyorum. Bu sene evde bir yerlerde çekmece bekleyen ehliyetimi aktif bir şekilde kullanmak istiyorum. Ve belki de en önemlisi 2017 de Zeynebime hayırlı ve sağlıklı bir kardeşin gelmesini diliyorum. Tüm bunları Rabbimden diliyor, bizler için hayırlı olanı bize sevdirmesini, bizim sevdiklerimizi de bizim hakkımızda hayırlı kılmasını niyaz ediyorum.

Mutlu yıllar..

1 Aralık 2016 Perşembe

Ortaya karışık

- Bir haftadır belim ağrıyor blog. Ama azimle doktora gitmeyip işe gelmeye devam ediyorum. Ne oturabiliyorum rahat ne yürüyebiliyorum. Öyle bir hal içindeyim işte, bekliyorum kendiliğinden başladığı gibi kendiliğinden de bitsin.
- Aralık ayına da gelsik. Öyle böyle 2016 nın da sonuna geldik ya. Korkuyorum ben blog, ülkemin gidişatından, dünyanın gidişatından, ahlakın dibe vurup orda kalmasından. Ne olacak nasıl olacak geleceğimiz, çocuklarımızın geleceği hiç bilmiyorum. Umutsuz olmak istemiyorum. Allah'a dua ediyorum.
- Sene sonu yoğunluğu geldi çattı, o da ayrı bir gerginlik sebebi. Böyle sıkışık sıkışık iş yapmak hiç içime sinmiyor ama napalım bu durumda elimden gelenin iyisini çıkarmaya çalışıyorum.
- Bir de sanırım sabrım azalıyor, tahammülüm bitiyor gün geçtikçe yapmacık insanlara karşı. Müthiş hesapçı insanlar var blog inanamazsın. Çaaat diye suratlarına suratlarına vurmak istiyorum içimden düşündükleri mi. De olmuyor işte yüzyüze bakıyoruz..
-Çok şükür bugün Cuma.
Şükür.


9 Kasım 2016 Çarşamba

Ben geldim!

Bloğuma kavuştum sonunda!
Bir süredir nedensiz bir biçimde şirket bilgisayarımdan bloglara erişim mümkün olamıyordu. Sanırım kullanılan güvenlik programlarından kaynaklanan bir durumdu. Nasıl olsa açılmıyor diye bende bakmıyordum buralara. Bugün tesadüfen blogspot uzantılı bir sayfaya tıkladım ve açıldı! Eski bir dosta kavuşmuş gibi hissettim bir an :) Çünkü burası benim işten bunaldığımda kaçtığım bir yer. Blog arkadaşlarımı okumayı seviyorum ve bence burası ayrı bir dünya. Bugün çoğu kişi instagramın büyüsüne kapılıp yazmayı bırakmış olsa da bence instagram blog yazmanın yerini doldurmuyor. Şöyle bir baktım da 2007 den beri aralıklı da olsa yazmışım hep. Aferin bana :)

Neyse, hızlıca bir ses verdikten sonra yeni yazılarla en kısa sürede geri gelmeyi umuyorum.
Görüşmek üzere.

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Yaz özeti..

 
 
Bloğa yazı yazma konusunda çok vasat bir ay oldu Ağustos. Nedense içimden hiç yazmak gelmedi, malum ülke gündemi hepimizi doğrudan etkiliyor. Bugün bunu biraz kırmak için bol resimli uzun bir yazıyla karşınızdayım.
 
Temmuz ayında Ramazan Bayramını geçirmek için ailelerimizin yanına Tranzon'a gitmiştik. Bol gezmeli görmeli bir tatildi.
 
Bu resimler Maçka Livera Camping'den. Arkadaşlarımızla bir geceliğine kalmaya Maçka'ya gelmiştik, gelmişken de buraları da gezdik. çok yüksekte, bir dağın eteğinde kurulan bu kamp alanında konaklamak için sazdan yapılmış bungalovlar var, ayrıca çadır da kurulabiliyor. Gittiğimizde akşam olmak üzereydi o yüzden resimler çok iyi değil ama gidilesi görülesi yerlerden.
 
 
 
 
Başka bir gün bütün aile Uzungöl'e gittik, bu bayramda tüm kardeşler eşler çoluk çocuk hepimiz Trabzon'da buluştuk, ilk defa böyle bir ayarlama yapabildik, on küsür yıllık Bingöl'lü eniştem bile ilk defa geldi Trabzon'a :) Biraz'da onu gezdirmek bahanesiyle hemen her gün kendimize bir rota çizdik. Uzungöl inanılmaz kalabalıktı, bayram dolayısıyla yerli turist fazlalığı vardı. çok fazla kalmadık, yemek yiyip döndük.
 
 
 

 
Orman gezileri, dağ tepe gezmek günlük faaliyetlerimizdi, yağmur izin verdiği ölçüde tabi.. yeşilin bin bir tonu arasında mis gibi havayı ciğerlerimize çeke çeke gezdik.
 
 

 

 
 
 
 
 
 
 
Bir başka gün meşhur Rize Ayder yaylasına gittik, şansımıza hava yine kötüydü ama olsundu, maksat gezmekti.
 
 
 
Bayram bitti, tatil bitti evimize işimize geri döndük, döndük dönmesine ama aklımızda ilk fırsatta bir tatil yapmak daha vardı. Sonra malum ülke gündemi tepetaklak oldu, darbe kalkışması, halkın bastırması, sokak nöbetleri.. Temmuz'un ikinci yarısı bunlarla geçti. Ağustosun ikinci haftasında bir haftalık deniz tatili planı yaptık. Bu tatilden çok resim yok ama gayet keyifli, eğlengeçli, bol yüzmeli sulu bir tatil oldu, Zeynep hep burda kalalım burda yaşayalım demeye başladığı an geri döndük.
 
 
 
Öyle böyle bir yaz daha bitti, sonbahara geldik, yarın 1 Eylül. Kış hazırlıkları, okul telaşları başlar yavaştan. Önümüz Kurban bayramı zaten. Allah ağzımızın tadını bozmasın, memleketçe huzurla bir bayram geçirelim inşallah..
 
Bir sonraki post kış hazırlıklarıyla ilgili gelecek. Will be in touch !