24 Şubat 2016 Çarşamba

Yıllık izin..


Geçen hafta üç gün izin kullandım. o kadar iyi geldi ki anlatamam. Üç günün üçünde de evde durmadım. Bir gün çok uzun zamandır gitmediğim meşhur Salı pazarına gittim.  Demiş miydim bilmem ben pazar gezmeyi severim, taa öğrencilikten kalma bir alışkanlık. Bizim kampüsümüz Göztepe'deydi bilenler bilir Kadıköy'e çok yakındır, okul çıkışı da hep Kadıköy'e yürürdük arkadaşlarla, işte bu pazar da bizim tam yolumuzun üzerindeydi ve içinden geze geze geçerdik. Şimdi gerçi yerini değiştirdiler. Neyse annemin de gezesi varmış ki dedi gidelim, gittik. Hava da bir güzel ki sıcaktan bunaldım o derece. 1. günüm böyle geçti. 2. günümde Zeynep'le beraber geçirme planımız vardı, sinemaya gidecektik. Ben hafif hasta olduğundan okula gitmeyen yeğenimi de aldım yanımıza hep beraber gittik 'İyi bir Dinazor' filmine. Film fena değildi ama Zeynep sıkıldı, yarısında çıktık. Gezdik alışveriş yaptık, yemek yedik. Üçüncü gün Zeynep hanım okuluna ben de göz doktoruna gittim. Muayene diye gittim ama gözümde ameliyatlık bir problem olduğu tespit edildi. Değer çok da kötü olmadığından ve ilerlemesi kırklı yaşlarda duracak bir rahatsızlık olduğundan ve kırka da şunun şurasında ne kaldığından ve dahi bende tırsak bir kişi olduğumdan, doktorun da onayıyla ameliyat işini askıya aldım. 3 ayda bir takip yapacağız. Paşa paşa gözlüklerimi yazdırdım ve çıktım. Numarası artmış yeni gözlüklerimle bu yazımı yazıyorum :)
 
Bu hafta yoğun başladı, yoğun geçiyor. Böyleyken böyle işte..


15 Şubat 2016 Pazartesi

Dünden kalanlar.

Günaydınlar,
Mutlu haftalar.
 
Bu sabah yataktan zor bela çıkmış olsam da dışarı çıktığımda havanın güzelliği içime enerji ve pozitiflik getirdi. Havalar benim ruh halimi doğrudan etkiliyor gerçekten :) Şubatın ortasında olmamıza rağmen dışarıda hava şu an 17 derece ve günlük güneşlik, öğlen de 21 derece görünüyor. Bütün hafta boyunca böyle gidecek ve ben bu günlerde yıllık izin kullanacağım, yuppi. Aslında geçen hafta kullanacaktım ama yurtdışından gelen misafirlerimiz ve toplantılarımız olduğu için çıkamadım ama şimdi iyi ki de öyle olmuş diyorum. Üç gün izin kullanacağım ve niyetim bir günümü kızımla anne-kız günü yapıp başbaşa geçirmek, diğer bir gün doktor işlerini halletmek (göz muayanesi ve gözlük yenilemece) bir diğer günü de kendime ayırmak inşallah.
 
Cumartesi gecesi kitabıma dalınca Pazar sabah 11'de kalktım, ilginçtir Zeyno'da uyudu o saate kadar. sonra kahvaltı faslı, balkon yıkama ve çamaşır asma, sonra camları kirli, havayı güzel görüp camları silme, yemek yapıp evi toparlama derken günün yarısı gitti. Hava güzel, Zeynep dışarı çıkmak ister, baba malum eğitimde, ben de ablamla program yaptım. Yakınlardaki bir avm de buluştuk. Biz biraz erken gittik ve avmde konser etkinliğine denk geldik. 70'lerin şarkılarını dönem kıyafetleri giymiş gençler canlı söylüyorlardı. Zeyno'yla bir süre onları izledik. Eski şarkılar ne de güzelmiş ve şaşırtıcı olan da bir çoğu ezberimdeydi. Güzeldi velhasıl. Sonra yeni bebeği olmuş arkadaşımızın bebeğine hediyeler aldık. Zeynep kendi seçtiği hediyesini ayrı paketletti, kendi ayrı verecekmiş. Sonra oturduk yemek yedik. Sonra da kalkıp eve geldik. Bir Pazar günü daha böylece bitiverdi.
 

 
Dün dışarı çıktığımızda baktım Zeynep gözüme güneş geliyor deyip çantasından gözlüğünü çıkarıp taktı. Ben kaldım böyle, benim gözlüğümü almak aklıma bile gelmedi oysa. Hatun kesinlikle süs püs konusunda bana benzemiyor..
 
 

8 Şubat 2016 Pazartesi

Son zamanlarda..

İnsan ara verince yazmaya bu ara uzadıkça uzuyor. Hergün bugün yazarım deyip, bloğumu açıp arkadaşlarımı okuyup birşeyler yazmadan geri çıkıyorum. Bu ataletimi kıracağım artık.
 
Uzun zamandır yorgunluk, halsizlik, çabuk sinirlenme, çok üşüme şikayetlerim vardı. Ben bunu ev-iş yoğunluğuma versem de bir tuhaflık olduğu belliydi. Annem zaten beni her gördüğünde vitaminsiz falan kaldığımı söylüyordu. Ben de Cuma günü Zeynep'i doktora götürmüştüm. Gözü mikrop kapmış okulda. Neyse gitmişken bir tahlil yaptırayım da ne var ne yok bir bakılsın dedim. Sonuçlar fena, bir çok değer alt sınıra yakın, demir değeri de alt sınırın baya altında. Yani kansızlık. Tüm bu hallerimin müsebbibi oymuş meğer. Çok ihmalkarım çok. Bakalım ne kadar sürede toparlayacağım.
 
Geçen ay babaannemiz geldi 10 günlüğüne, tabi Zeynep'ten mutlusu yok. Senede sadece 2 kez ve kısa zaman dilimlerinde görmesine rağmen Zeynep babaannesini daha çok seviyor. Evde beraber tatilin keyfini çıkardılar ve gittiği için çok üzüldü. Anneannesi onun için kendini paralıyor ama hatun babaanne hastası, nankör kedi :)
 
Eşimin son iki aydır gecesi gündüzüne karışmış durumda. bir sınava hazırlanıyor ve hafta içi hafta sonu derslere gidiyor, eve geldiğinde Zeynep ya uyumuş oluyor yada uyumaya hazırlanıyor. Çok az vakit geçiriyorlar. Dün sabah (pazar) babacım seninle beraber kahvaltı yapmak istiyorum, gitme dedi.
Babanın yüreğine çok dokundu bu. Beraber kahvaltı yapıp biraz vakit geçirip öyle çıktı. Bu ay sonunda bitecek bu yoğunluk inşallah. Zeynep babanın yokluğunda bana iyice düştü. Öyle ki otururken bile hep kucağımda ya da tepemde.. Biz de bol bol keyfini çıkartıyoruz, beraber anne-kız gezmelere alışverişlere gidiyoruz, anne-kız günü yapıyoruz (babanın olmadığı günler bizim özel anne-kız günümüz).
 
Bizden havadisler böyle.