18 Ocak 2013 Cuma

Halimiz ahvalimiz..

Yazı yazma konusunda bir rehavet bir tembellik var niyeyse üzerimde. Yazacak bir şey mi yok vaar dedim ya bir rehavet var üzerimde..

Yeni yılın ilk 18 gününü eskittik bile.. 10 Ocak doğum günümdü, kutlayıverdik gitti. Ocak ayı özel günler ayı bizim için. Benim, yeğenimin, beycağızımın yeğeninin doğum günleri ve ablamın evlilik yıldönümü bu ay içinde. Gün aşırı birbirimizi arayıp kutladığımız bir hafta geçirdik.
Sonracığıma ben çok hasta oldum geçen haftasonuna doğru ve iyileşmem bugünlere bile sarktı hala da tam iyileştim sayılmaz. Senenin ilk ağır gribini geçirdim. Bu hastalıkta rapor da almadım öyle hasta hasta gittim geldim işe. Gün içinde içtiğim ilaçlardan mayışıp kısa kestirmeler bile yaptım işyerinde :) Akşamları da pelte gibi yattım evde, iş güç hak getire, Zeynep'le bile ilgilenemedim. Biraz da bilinçli uzak durdum hastalık ona da geçmesin diye ama gece uyanmalarında kucağımda uykuya geri daldığı için fazla sakınamadım ve o da dün itibariyle şifayı kaptığının belirtilerini göstermeye başladı. Hemen ilaç takviyesine başladım. Böyle durumlarda yani Zeynep'in hastalıklarında bekleyeyim de doğal yöntemlerle geçiştireyim olayına çok fazla giremiyorum belki doğru değil ama ateşinin 39 derecelere çıkmasını bekleyemiyorum. 38 'i görünce başlıyorum ilaca. Korkuyorum çok yükselir de kontrol edilemez diye..


Neyse işte hastalık faslımızda böyle, neyseki bugün daha iyi Zeynep. Akşamlarımız da artık çok daha keyifli  (tabi bana agresif davranıp huysuzluk yapmadığı zamanlarda). Bazen kucağımda dururken bile koşa koşa koridora gidip halının üstüne yüzüstü yatma hallerine giriyor. Sanırsınız asabi ergen :) Bir protesto bir sinir. Biliyorum bu da onun içindeki öfkeyi sıkıntıyı atma yöntemi. Gün içinde yanında olamayışımızın yarattığı ruh hali. 


Çocuktur anlamaz dememek lazım. Bugüne kadar Zeynep'e tutamayacağım hiçbir söz vermedim, kandırmadım da. Yapabileceğim şeyleri söyledim. Bu konuda çok dikkatliyim. Geçen gece babası uyutmak için "uyuyalım sabah olunca parka gidicez" diye bir laf etti. E tabi sabah olunca anne baba ortada yok. Akşam ben eve gelince unutmamış minnoşum beni elimden tutup dış kapıya götürdü, nereye gidicez kızım diye sorduğumda da paaaka (parka) dedi :( . karanlık oldu gidemeyiz dedim ama sonra pişman oldum keşke giydirip en azından bir sokağa çıkarsaydım dedim kendi kendime. Yani bu bebeler kandırılacak bebeler değiller, ağzımızdan çıkanlara dikkat etmemiz lazım. 
Efendim bizim de artık uyku ritüellerimiz var. Şöyleki önce dişimizi fırçalıyoruz sonra ayaklı pijamamızı (ince uyku tulumu) giyiyoruz. sonra Zeynep hanım düt ( süt) buyuruyor derhal hizmetliler (baba) sütümüzü getiriyor. Işıkları kapatıp sütümüzü içiyoruz ve uykuya dalıyoruz dermişim :) değil tabi, uykuya o kadar kolay dalamıyoruz. Bilimum çocuk şarkılarını baştan sona 25 kez söylüyoruz. Ali babanın çiftliğinde imeklerin sesini, köpeklerin sesini taklit ediyoruz. Sonra dandini buyuruyor hanım, bir fasıl da sıkılana kadar dandini dastanayı söylüyoruz sonra mini mini bir kuş donmuştu. Ben artık gide gide sesimi kısıp en düşük volüme getiriyorum ve hanım kız da bir zahmet yatıp uyuyor. Bu süreç bazen bir saat bazen daha fazla sürüyor. Eşref saatindeyse eğer yarım saatte uyuduğu da rivayetler arasında..


12 Ocak itibariyle de tam tamına 21 aylık oldu kuzum. Zaman nasıl da hızlı akıp geçiyor. O artık kendinden küçüklere bebek diyor, sanki kendi çok büyükmüş gibi :)


7 Ocak 2013 Pazartesi

Karlaaaar düşeer :)

An itibariyle güzel güzel lapa lapa dediğimiz cinsten mis gibi kar yağıyor. Tam kış havası..
Benim bir tatil beklentim yok ama şu an evde olanlara özenmiyor değilim. Yağan kara baka baka mayışıp sıcak battaniyenin altında uyumak ne de güzeldir..

İzin mi alsam napsam :)

3 Ocak 2013 Perşembe

Ben geldim :)


Ohh, nihayet bitti. Ciddi anlamda yoğun bir çalışma dönemi geçirdim. Şu son bir ay değil nette dolaşmak açıp maillerime bile bakmadım. O kadar ki akşamları eve iş götürüp bi de evde çalıştım. Tüm bu çabaların sonucunu inşallah bu ay ortasında, yaklaşık tuğla kalınlığında, sektöründe bu hacimde bir benzeri olmayan kataloğumuz çıkacak inşallah. Bir yıl sonu klasiği bu bizim için..

Neyse efendim şu son bir ay içinde epey değişiklikler oldu bizim cephede. Bizim cephenin başrol oyuncusu Zeyno hanım olduğu için çoğu değişiklik de onunla ilgili zaten. Şöyle ki bu ay tam 20 ay aktif bir şekilde bağlı olduğu emme işine son verdik. Berbat olan uyku ve yemek düzeni az düzelir umudu ile pat diye uygulamaya koyup biraz protestolu ve yüksek volümlü isyanlarla karşılaştıktan sonra çok şükür rayına oturttuk. Ama uykuya geçiş hala problemli, yemek konusu da iç güveysinden hallice işte. Sonracığıma Zeyno bu ay anneanne malikanesinden babaanne konaklarına transfer oldu. Zavallı çocuğum pin pon topuna dönse de bardağa iyi tarafından bakıp etrafında onu çok seven insanlarla bir arada olduğunu düşünerek kendimizi avutuyoruz.  Konuşma konuşunda da biraz gelişme kaydettik çok şükür. Ağzından duymaya bayıldığım kelimeleri var misal gok (yok) gibi. İstemediği şeyleri sorup sorup duruyorum sırf bunu duymak için J

Harala gürele derken 2012’yi de bitirdik. 2012 benim için koşturmacayla, kafa yorgunluğuyla geçti desem yeridir. Anneannemin kaybı dışında bizi üzen büyük olaylar yaşamadık çok şükür ama ev – iş dengesi, bakıcı problemleri, bir türlü yettiremediğim zaman, kendim için biraz kitap okuma dışında hiçbir etkinlik yapamadığım bırakın bir hobi edinmeyi, sevdiğim şeyler için bile vakit oluşturamadığım bir yıl oldu. En son ne zaman bir filmi baştan sona tam izledim hatırlamıyorum gerçekten. Sinemaya ise bir kez gitmişim koca bir yıl içinde. Vakit çok önemli gerçekten.  Çoğu çalışan anneye bakıyorum maşallah hobiler gırla, evler gıpgıcır, yemekler çeşit çeşit.  Ben ya çok tembelim ya da programsız J  var bişi bu işte.. Gerçi haftanın 5 buçuk günü çalışıyor olunca kalan vakit neye harcanır az çok tahmin edebilir herkes.  Neyse işte inşallah 2013, benim vakti daha verimli kullanabildiğim, Zeynoşun da daha uyumlu olduğu bir yıl olur inşallah deyip yeni yıl temenni mi de yazıp kocaman bir hoş geldin diyorum kendime ve yeni yıla J

Görüşmek üzere esen kalınız efenim..