22 Haziran 2009 Pazartesi

Kamber

Bu haftasonu düğün katılım rekorumu kırdım :) Millet çok sıcaklara kalmamak için midir yada bu sene Ramazan erken geliyo diye mi artık neyse Haziran ayında topluca evlenmeye karar vermişler. Bir haftasonuna bir nikah, iki düğün ve bir nişan sıkışınca hangisine gideceğimizi şaşırdık, hayır hepside ya akraba ya arkadaş gitsen olmaz gitmesen hiç olmaz. Bi de İstanbul'un muhtelif yerlerine dağılmışlar ki resmen düğün trafiği yaşadık.
Neyse efendim açılışı cumartesi akşamı bir önceki postta kınasına gideceğimden bahsettiğim arkadaşımızın düğününe gitmekle yaptım. (F. evde kalıp çalıştı sonra almaya gelirim diyerek fakat ben ablamlarla dönmeye karar verince gelmedi). Aynı akşam akrabamızın torununun nişanına davet edilen sınırlı sayıda kişilerden olduğumuz halde bu nişana gitmeyip (olabilecek lafları da göze aldıktan sonra) arkadaşın düğününe katılmaya karar verdim. Elbetteki akrabayı arayıp durumu olabildiğince nazikçe ifade edip bi sürü özürler mazeretler sıraladıktan sonra! Mazeretim de bunca yıllık arkadaşımızın evleniyor olması, benim ve ablalarımın her organizasyonunda misafir gibi değil de adeta evin bir ferdi olarak gelip koşturması ve de evlenip uzağa gidiyor olması idi. (Oysaki toruncağızlarını yılda bir ya görürüm ya görmem) Neyse efendim tüm bu geçerli sebeplere ve telefonda "aa evet tabi haklısın, neyse sağlık olsun" demelerine rağmen bi sonraki akşam başka bir düğünde karşılaşınca sitemli lafları da yedim gene. Ne diyeyim sağlık olsun!
Pazar günü ise 12'de evden çıkıp bi daha gece yarısı 12.30'da eve geldik. 13.00'de F. ile benim ortak tanıdığımızın nikahına katıldık. Planımız nikahtan sonra akşam ki düğüne kadar güzel bir yerde keyifli bir şekilde vakit geçirmekti. Ama evdeki hesap çarşıya umadı :) Ne oldu nasıl oldu anlamadan biraz da karambole gelip bir anda kendimizi akşamki düğün için gelin alma konvoyuna katılmış bulduk. Evlenen benim akrabam olunca ve aileyi de çok sevdiğimizden ne olacak ki gider geliriz hoş bir anı olur düşüncesine kapıldık ve konvoya dahil olduk. Ve biz akıllılar neye kalkıştımızı çok geç idrak ettik. Sen kalk bu sıcakta Anadolu yakasında Avrupa yakasının bir ucuna git, o sıcakta tıkanmış köprü yolunda 2,5 saat trafikte cebelleş (köprüde çalışma başlatmışlar), gelin evine git, gelini al, daha mahalleden çıkmadan konvoy dağılsın, dönüş yolunda da gene trafikte kal, toplamda 4 saat trafikte ol, Allahım nasıl bir gaflete kapılıp da gittik yol boyunca kafamızda dönen tek konu buydu. Çilemiz bitti mi hayııır. Daha bi dört saat da düğün kısmı vardı. Sonuna kadar beklemeyebilirdik ama F'in sevdiği sanatçı en son çıktığı için düğünün de dibini bulduk. Velhasıl 12.30'da apartman kapısından eve giriş yaptık nakavt olmuş bir halde..
Sanırım bi süre düğüne falan gidemeyeceğim, beni düğün tuttu..

2 yorum:

  1. :)Çok komik olmuş.Ağustos Ramazan sebebiyle iptal olunca haziran temmuz birbirine girdi demek:))

    Allah kolaylık versin ne diyeyim:)

    YanıtlaSil
  2. Sağol, bu haftasonu da düğünler var ama ben gidermiyim? gitmeeem :))

    YanıtlaSil