1 Şubat 2010 Pazartesi

Bir baktım da nerdeyse 10 gündür yazmıyormuşum. Biraz tembellik biraz yoğunluk gelip de şuraya iki satır bir şey yazamamışım. Neler yaptım bu süre zarfında yazayım bi. Gündemimizin büyük kısmını kaynımın evlilik süreci aldı. Yani Ekim'de nişanlanan kaynım arayı fazla uzatmadan evlendi. Bundan mütevellit kayınvalide ve kayınpederim şehir dışından geldiler ve bizde konaklamaktalar. Yeni taşındığımız evde hep bir kalabalıkla haşır neşiriz. Hani oturup da şööle bi ayaklarımı uzatıp keyif yapmışlığım yoktur. (Şikayetçimiyim, eh birazcık ama azcık :) Eski rahatlığımı özlüyorum, keyfime göre takıldığım anları. itiraf ediyorum ben aslında yanlızlığı severim, kalabalık da olsun ama hayatımı sınırlıyorsa yada kendime göre hareket edemiyorsam bu beni rahatsız eder.. Neyse içimi de azıcık döktükten sonra tekrar konuya döneyim. Bu haftasonu da yeni evlileri yemeğe aldım cumartesi günü işten çıkıp koşarak eve gittim hatta öncesinde kısa bir market turu.. Evi F. süpürmüştü bende tozları aldım, banyo ve tuvaleti tekrar ovaladım ve kendimi mutfağa attım. Menüyü de yazayım bari. Fırın poşetinde tavuk (çok lezzetli oluyor böyle), pilav, tarhana çorbası, etli biber dolması, domates solu karışık kızartma, kuskus salatası, mevsim salata, halleyli tatlı. Bunların bir kısmını bir önceki akşamdan yapmıştım tabi..
Pazar sabahı ise biz yeni evlilere kahvaltıya davetliydik. Kahvaltıdan sonra ise F.'in yakın bir arkadaşının nikahı vardı, cümbür cemaat oraya geçtik. Sonrasında da biraz Praktiker turu ile günü tamamlayıp evimize döndük.
Bugün ise uzun süredir şirketimizde çalışan ve bir süredir hastanede tedavi görmekte olan bir abimizi kaybettiğimizi öğrendim. Allah gani gani rahmet eylesin, nur içinde yatsın inşallah. Ölüm tüm soğukluğuyla gerçekliğini hatırlatıyor arada sırada..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder