Yazı yazma konusunda bir rehavet bir tembellik var niyeyse üzerimde. Yazacak bir şey mi yok vaar dedim ya bir rehavet var üzerimde..
Yeni yılın ilk 18 gününü eskittik bile.. 10 Ocak doğum günümdü, kutlayıverdik gitti. Ocak ayı özel günler ayı bizim için. Benim, yeğenimin, beycağızımın yeğeninin doğum günleri ve ablamın evlilik yıldönümü bu ay içinde. Gün aşırı birbirimizi arayıp kutladığımız bir hafta geçirdik.
Sonracığıma ben çok hasta oldum geçen haftasonuna doğru ve iyileşmem bugünlere bile sarktı hala da tam iyileştim sayılmaz. Senenin ilk ağır gribini geçirdim. Bu hastalıkta rapor da almadım öyle hasta hasta gittim geldim işe. Gün içinde içtiğim ilaçlardan mayışıp kısa kestirmeler bile yaptım işyerinde :) Akşamları da pelte gibi yattım evde, iş güç hak getire, Zeynep'le bile ilgilenemedim. Biraz da bilinçli uzak durdum hastalık ona da geçmesin diye ama gece uyanmalarında kucağımda uykuya geri daldığı için fazla sakınamadım ve o da dün itibariyle şifayı kaptığının belirtilerini göstermeye başladı. Hemen ilaç takviyesine başladım. Böyle durumlarda yani Zeynep'in hastalıklarında bekleyeyim de doğal yöntemlerle geçiştireyim olayına çok fazla giremiyorum belki doğru değil ama ateşinin 39 derecelere çıkmasını bekleyemiyorum. 38 'i görünce başlıyorum ilaca. Korkuyorum çok yükselir de kontrol edilemez diye..
Neyse işte hastalık faslımızda böyle, neyseki bugün daha iyi Zeynep. Akşamlarımız da artık çok daha keyifli (tabi bana agresif davranıp huysuzluk yapmadığı zamanlarda). Bazen kucağımda dururken bile koşa koşa koridora gidip halının üstüne yüzüstü yatma hallerine giriyor. Sanırsınız asabi ergen :) Bir protesto bir sinir. Biliyorum bu da onun içindeki öfkeyi sıkıntıyı atma yöntemi. Gün içinde yanında olamayışımızın yarattığı ruh hali.
Çocuktur anlamaz dememek lazım. Bugüne kadar Zeynep'e tutamayacağım hiçbir söz vermedim, kandırmadım da. Yapabileceğim şeyleri söyledim. Bu konuda çok dikkatliyim. Geçen gece babası uyutmak için "uyuyalım sabah olunca parka gidicez" diye bir laf etti. E tabi sabah olunca anne baba ortada yok. Akşam ben eve gelince unutmamış minnoşum beni elimden tutup dış kapıya götürdü, nereye gidicez kızım diye sorduğumda da paaaka (parka) dedi :( . karanlık oldu gidemeyiz dedim ama sonra pişman oldum keşke giydirip en azından bir sokağa çıkarsaydım dedim kendi kendime. Yani bu bebeler kandırılacak bebeler değiller, ağzımızdan çıkanlara dikkat etmemiz lazım.
Efendim bizim de artık uyku ritüellerimiz var. Şöyleki önce dişimizi fırçalıyoruz sonra ayaklı pijamamızı (ince uyku tulumu) giyiyoruz. sonra Zeynep hanım düt ( süt) buyuruyor derhal hizmetliler (baba) sütümüzü getiriyor. Işıkları kapatıp sütümüzü içiyoruz ve uykuya dalıyoruz dermişim :) değil tabi, uykuya o kadar kolay dalamıyoruz. Bilimum çocuk şarkılarını baştan sona 25 kez söylüyoruz. Ali babanın çiftliğinde imeklerin sesini, köpeklerin sesini taklit ediyoruz. Sonra dandini buyuruyor hanım, bir fasıl da sıkılana kadar dandini dastanayı söylüyoruz sonra mini mini bir kuş donmuştu. Ben artık gide gide sesimi kısıp en düşük volüme getiriyorum ve hanım kız da bir zahmet yatıp uyuyor. Bu süreç bazen bir saat bazen daha fazla sürüyor. Eşref saatindeyse eğer yarım saatte uyuduğu da rivayetler arasında..
12 Ocak itibariyle de tam tamına 21 aylık oldu kuzum. Zaman nasıl da hızlı akıp geçiyor. O artık kendinden küçüklere bebek diyor, sanki kendi çok büyükmüş gibi :)
öncelikle geçmiş olsun,çocuk ateşlenmeleri ne çok korkutur insanı, ateş yükseldikçe korkudan dereceyi çektiğimi hatırlıyorum.
YanıtlaSilVerilen sözler tutulmalı ki, bir dahaki söze yüzü tutsun insanın:))
Sevgiler
Sağol Lale abla.
SilSöz verme konusunda kesinlikle haklısın, ben genelde dikkat ediyorum da işte arada kaçaklar oluyor böyle.
Geçmiş olsun Sesssizce ve yeni yaşın sana daha bir güzellik getirsin...Şu uyku ritüeli varya aynı biiiz.O kadar çok şey öğrettik ki bu süreçte ağız burundan ense omuz direseğe geçtik.hayvanlardan eşek horoz a kadar geldik. hatta artık yeni hayvan ve hayvan sesi bulmakta zorlanıyoruz.Allah kolaylık versin bize...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Deniz.
SilHepimizin hali aynı desene :) bende şarkı bulmakta zorlanıyorum en son dün gece, daha dün annemizin ...." şarkısına geçmiştim ki dur dedim bu okul zamanı söyleniyodu şimdi erken :)
kendimizi de geliştirmemiz lazım :)
Ooo o kadar seçiçi olma. Ben onu söyledim. Artık Üsküdara gider iken, arkadaşım eşeklerden inanmazsın bak bir kız yaşarmış boğaziçinde ye geldik. Babası da en çok sözlerimi geri alamam, yazdığımı yeniden yazamamı söyler. ikisinin şarkısıymış...
SilBaba kızın şarkısı da güzelmiş :) ben babaya bıraksam karadeniz türkülerine girip horon tepmeye başlarlar uyku muyku kalmaz :)
SilValla epey fikir verdin bana bende repertuarımı genişleteyim :)