Evvel eski en sevdiğim gün Cumartesi iken şimdi durum çok
farklı. Öğrenciyken okul stresi olmayan tek gün, çalışırken de iş çıkışı canımın
ne istiyorsa onu yaptığım keyfimin günümü yönlendiren tek unsur olduğu bir
gündü cumartesileri.
Şimdi ölemi anacım. İşten
çıkınca koşa koşa market alışverişini yapar ve kendimi eve dar atarım. Baba cumartesi
günleri çalışmadığı için kızıyla öğlene kadar ilgilenir ama aynı zamanda da birlik
olup evi tanınmayacak hale getirirler. Ben evi o halde görünce çıldırma eşiklerinde dolanırım. Abarttığımı düşünenler
olabilir ama manzarayı az çok gözünüzde canlandırabilmeniz için şöyle
anlatayım: Oyuncaklar salondan taşmış koridora kadar gelmiştir, kapıyı açar
açmaz ayağına dolanmaya ve batmaya başlarlar. Mutfakta kahvaltı yapılmıştır ama
ortalığı toplamak gibi bir kelime beycağızımın lügatinde olmadığı için masa ve
tezgah üstü baştan sona kap kacak, yemek kırıntıları vs ile doludur, ocak zaten
batmıştır. Zeynebin odasında ise kıyafetler ve oyuncaklar yerlere saçılmada
birbiriyle yarışmaktadır. Tekrar salona dönersek aperatif atıştırmalıklar –krakerler,
biberon ve meyve- mutfaktan gelmiştir ama tekrar mutfağa kadar geri kendileri dönemedikleri için masanın ve konsolun üstü de
bunlarla doludur. Eh hafta içi de çok fazla temizlik yapamadığımdan evin bir de
genel temizlik ihtiyacı da bunların üzerine eklenince Cumartesileri günleri
tadından yenmiyor benim için. Artı yapılacak yemekler, yıkanacak çamaşırlar ve
dışarıda halledilmesi gereken ama zaman yokluğundan halledilemeyen bir dolu
işler hep bugünü bekler. Dert mi bunlar,
hiç değil. Ama daha bol vaktimin olmasını isterdim. Rahat rahat koşturmadan
temizlik yapmak, ne bileyim mutfakta keyifle yeni yemek tarifleri denemek
isterdim. Kendime vakit ayırmak rahatça bir kuaföre gidebilmek isterdim.
Çalışan kadının hep bir tarafı eksik. Hoş evde duran kişi için de aynı şey
geçerli. Aynı anda hepsine sahip olmak mümkün değil ne yazıkki.
Nerden girdim nerden çıktım.. Ben şimdi eve gidince
yapacağım işleri kafamda bir sıraya sokayım da gidince kolaylık olsun bana..
Herkeslere iyi, musmutlu bir haftasonu diliyorum.
Eski günlerimi hatırladım yazınızı okuyunca. Evet çok yorucu, ama sonra çocuklar büyüyor, emekli oluyorsun, boş zamanlar şaşırtıyor seni, inanamıyorsun. Ben şimdi eski günleri çok özlüyorum, tüm koşuşturmasına, yorgunluğuna rağmen.
YanıtlaSilSevgilerimle :)
Serpil hanım bende emeklilik günleri nasıl olur acaba diye hayal ettim, hayali bile beni mutlu etmeye yetti :) Herşeyden öte sabahları istediğin saatte kalkmaya imkan veriyor ya yeter de artar bile :)
Silsevgiler :)
Evet en güzel yanı sabah uyuyabilmek ve elbette Pazar akşamı telaşından kurtulmak :))
SilImm bazı eşler varmış. Çok düzenlilermiş.İnanabiliyor musun? İyi tarafından bakalım iyi babalık yapıyorlar.O dahaönemli...
YanıtlaSilYa Denizcim bende duyuyorum bazen kılık kıyafetlerini intizam içinde kaldıran, su içse bile bardağını çalkalayıp makineye koyan eşleri. Çoğu zaman eşime kızıyorum arkanı toplamaktan yoruldum diye, o da bırak dağınık kalsın der geçer ama oğlak burcunun takıntılı düzenliliğiyle yapmadan duramam. Ama sağolsun her konuda çok anlayışlı ve destekçidir.
Sil