6 Eylül 2014 Cumartesi

Halim ahvalim..


Bu sabah bir uyandım ki heryerim dökülüyor, çok ama çok bitkinim, hasta oluyorum sanırım. Buna rağmen hazırlandım, makinedeki geceden yıkanan çamaşırları sepete koyup balkon kapısına kadar getirdim, koca kişisi uyanınca asıversin diye. (laf aramızda hiç de güzel çamaşır asamaz, hızlı hızlı kimse görmeden mandallara takıp bitirir :)) Böyle durumlarda çoğunlukla eve gidince ben bi düzeltirim tekrar.
Ne diyordum, baktım mutfak çöpü de dolmak üzere onu da poşetledim dış kapıya koydum. Üstümü son bir düzeltip kızımı öpüp çıktım. Hasta olsak da birçok iş bize bakıyor yine. Yapan başka kimse yok çünkü. Çalıştığım halde eve yardımcı almıyorum. Bakıcı ablamız sadece ve sadece Zeynep'le ilgileniyor. Bu durumda haftada banko bir gün komple temizliğe ayrılıyor, çoğunlukla Cumartesi günleri öğlen işten çıkınca önce markete uğrarım ordan eve geçip temizliğe girişirim. Eşimde yardım eder sağolsun. Zor oluyor evet, hep bir yetiştirme telaşı, hep bir eksiklik duygusu.  Önceden -Zeynep'ten önce- evdeki en ufak bir dağınıklığa tahammülüm yoktu, obsesif derecede düzen takıntılıydım. Şimdi mi ? Evi görseniz bu evden kasırga mı geçti dersiniz :) Toplanmıyor toplanamıyor. Su içtiği bardağı evin muhtelif köşelerinde bırakan bir eş ve oyuncaklarını evin heeer tarafına yayan bir minnoşla düzen tutturmak imkansız. Ve tüm bunları tek toplayan benim. Adama derli toplu olmayı 6 senede öğretemedim,  kızdan da hiç ümidim yok. Bu kadar dağınıklığa obsesiflik de kalmıyor çünkü toplamaktan yoruldum, saldım gitti. O yüzden Cumartesi günleri evin tekrar ev görünümüne büründüğü nadide bir gün. Ama bugün çok hastayım hiç halim yok. Yemek yapabilsem yeter bana..